Aslında kendimden korkuyorum
Gecenin kör karanlığı sesli konuşuyor artık
Ürküten bir yalnızlığı var sokak lambasının
Ve ışıksız ateş böceklerinin...
Baktıkca onlara, kendi karanlığımda kayboluyorum...
Sarhoş düşünceler içinde
Suskun gözlerim..
Bir boşluk üşütüyor benliğimi
Dehlizlerin derinliğinde..
Yürüyorum..
Her adım atışımda daha çok kayboluyorum..
Göğsüme bastırıyorum
Serçe yüreğinin kırıklarını
Çırpınan kolları kanatlarım oluyor
Gözlerim ölüm rengi, ölüm acısı
Tenimde bir yağmur damlası
Dokundukca ürperten
Ağlıyorum..
Her damla gözyaşımda daha çok kayboluyorum..
Zamanı sürüyorum yüzüme
Taratıyorum saçlarımı anılara
Çaresizce titriyor yaprak yaprak
Solgun tebessüm dudaklarımda..
Özgürlüğüm koşuyor maviye
Ben de Düşlerime
Koşuyorum...
Ve koşarken aldığım her nefeste kayboluyorum..
Gözlerimde sorgusuz bir yargıç
Veriyor hükmünü, ben susuyorum
Senfonisi başlıyor ihanetin.
Sen diyerek başlarken söze...
Sus diyor aynada ki ben
İrkiliyorum birden çığlık çığlık.
Sessizliği konuşuyor.
Susuyorum
Söyleyemediğim her sözde daha çok Kayboluyorum..
Sen duy istiyorum
Sana söyleyemediğim sözleri
Benim kulaklarım sağır.
Gel yeter ki saatin her diliminde
Zamana ait bütün dakikaları saniyeleri
Durduruyorum
Ben akrep ve yelkovan arasında kayboluyorum
Hala suskunsun..
Acıyı daha çok seviyorum her acıtışında
Acıtan sen olunca…
Sen düşüyorsun canım'a..
Renklerin en güzeli
Ve gözlerin..
Kendimi bulmak için en derinlerine
Bakıyorum
Ve bulamadığım her ‘ben’ için daha çok kayboluyorum..
Kayıt Tarihi : 27.6.2010 10:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)