Kaybolan Cumalar Şiiri - Mehmet Ali Esen

Mehmet Ali Esen
27

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Kaybolan Cumalar

karanlık bir ülkenin dipsizliğinde
uzayan seni mavi çığlık benim şehrim
yılın ikinci ayıydı ayın üçüncü haftası,
saatler cumayı, gösteriyordu.

linç girişimine yönlendiriyordu herkesi,
benemaz bır ırkın keskın yobazları
ve emperyalist suratlı mahluklar turluyordu
gözü yaşlı şehrimin caddelerinde sokaklarında.

ah be cuma neydi suçun yaşamakmı,
özün olmakmı, kendin gibi olmakmı,
derken karma bir hal aldı hava karardı
bulutlar kan kustu,

bir yanını almış devran sürükleyip sürükleyip
iliştiriyordu yalanlara şehrimi,
ve yanıyordu bir tarafı kızılkırmızı feryadlar
yükseliyordu göklere şehrimde,

bir tarafı sulara boğulmuştu
güneş için dökülen gözyaşlarıyla,
toz duman bulanıktı bir tarafı şehrimin gözbebekleri,

kürpe yavrular yatıyordu boylu boyunca dizi dizi,
barış anaları feryadı figan ediyordu
kolları yana düşmüş evlatların başında
dövüyordu titreyen dizlerini.

neydi be cuma o yaman gün o kara gün
seni alıp götürüyordu benden milim milim,
kim musallat etmişti demokrasiyi çiğneyen anarşist
domuzları haydut kılıklı yeşile belenmiş yeşile ters

sadist ruhlu aklı olmayan, olanıda aklı elinde
silah diye her şeye savuran bariş güvercinlerini
göz kırpmadan vurarak tek tek indiyorlardı
pis pis sırıtırak, ve öldürmek basitleşmişti gözlerinde
her zamnan olduğu gibi kuşkusuz her zaman ki halleri.

o gün işte o gün benim şehrim yağmalanıyordu,
dostluğu çalıyorlardı yüreklerimizden
kardeşliği kurşunluyordu yarının değerini
ve yarını yaşatmasını akıl
etmeyen bir sistemin mensupları,

köşe başında isyan kabarır içerimde,
kendimi tokatlıyorum.
silah kullanmadan çırıl çıplak indirmek istiyorum
ayağımı mucuru dağılmış sefil caddelerin ulu ortasına,
yürümek istiyorum hiç durmadan,

suskun sloganım,
avazım çıkana kadar bağırmak istemiyorum,
nasıl olsa duymaz kımse duymadıda bu güne dek.
sadece güneş fılamasıyım 18 lik bir gencin elinde,
yarınlarla dalgalanmak istiyorum,

KIRILGAN GEÇMİŞİM
kayıp bir dilin son dayağı,
esir bir düşüncenin soysuz şamarı,
onurun haysıyetin ortasındaki utanç duvarı,
kırılgan bir geçmişden gelmişim.

yorgun değilim,

sanmaki kendimi koyverecem,
aha şimdi ölürsem birazdan başka
başka bir isimle dünyaya gelecem,

ben YAHYA yım ben CUMA yım
ben pirozum ben nevruzum ben her bahar
ben her bahardile gelecem yaşanacam.

Mehmet Ali Esen
Kayıt Tarihi : 16.11.2008 16:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Ali Esen