Bir zamanlar bir çocuk vardı çok uzaklarda…
Her hangi biriydi, fazla da bir değeri yoktu zaten…
Ailesinden şiddet görüyordu çoğu zaman,
Okulda da derslerine giren öğretmeninden…
Dışlandı arkadaşlarından,
Yalıtıldı…
Alay ettiler o çocuğun sesiyle,
Dalga geçtiler gözlüğüyle,
Aralarına almadı diğerleri oyun oynarken,
Kabullenmediler, kabullenemediler…
El birliği etmişler gibi;
Ailesinden bazıları, öğretmenleri ve kimi arkadaşları
“Bu çocuk okumaz, okuyamaz! ” kararları aldılar
Bu talihsiz çocuk için…
Şiddetin her türlüsünü gördü neredeyse,
O küçücük bedeninde maruz kaldı işkenceye,
Savunamadı kendini, koruyamadı…
Ölümden döndü, delirdi, yaşamaktan vazgeçti…
Kaybolmakta buldu kurtulmanın çaresini,
Unuttu kendisini, varlığını, benliğini…
Annesi,
kimi olgunluk sahipleri,
Kimi deneyim görmüşler,
Sahip çıktı o çocuğa…
Soruyorum sizlere,
Nerede bu çocuk?
Nerede?
Belki okumuştur,
Belki okumamıştır,
Belki de okuyamamıştır,
Hayır, usta olmuştur belki de,
Yok yok vasıfsız bir işçidir sağda solda…
Ya bir çaycı yada basit bir temizlikçi…
Hayır hayır o belki de serseridir,
Belki belaya bulaştı
Belki de içerden çıktı,
Aynasızlar onu arıyordur belki de
Kanunsuzlar peşindedir belki de…
Kurşun yarası nefes aldırır mı bir insana?
Ölüm bu kadar yakın mı cana?
Doyurabiliyor mu karnını saklandığı yerde,
Soğuktan korunabiliyor mu?
Öldüyse nerededir?
Bir mezarı var mıdır?
Sizler böyle düşünüyorsanız yazıklar olsun sizlere,
Yazıklar olsun sizlere, yazıklar olsun…
Kaybolan çocuk geri döndü dünyasına,
Kaderin bu kör tuzağını fark edip sıyrılmaya karar verdi…
Önce okulunu değiştirdi,
Sonra okumaya devam etti,
Daha sonra ilerletti eğitimini…
Sonuna kadar mücadele etti…
Yeni yeni yakınları oldu,
Büyüdükçe güçlendi günden güne,
Kabul ettirdi kendini,
Dostlarına, düşmanlarına…
Yoklukla mücadele etti bir zamanlar,
Yoksullukla, açlıkla…
Garibanlıkla, kimsesizlikle, ezilmişlikle,
Umutsuzlukla, karamsarlıkla, o berbat yalnızlıkla…
Hüzünle, kederle mücadele etti bir zamanlar…
Çaresizlikle pençeleşti…
Ve devam ediyor mücadelesine,
Bütün tuzakları boşa çıkarıncaya kadar…
O çocuğun hayatıyla oynayanlar,
Geleceğiyle oynayanlar,
Hakkını gasp edenler,
Onu mağdur bırakanlar,
Bazıları bin pişman…
Pişman olmayanlar var ya
Onlar
Görsünler ne halleri varsa…
Görsünler…
Dokunmayın çocuklara,
Oyuncağınız yapmayı onları,
Uğraşmayın onlarla,
Uğraşmayın…
Kayıt Tarihi : 20.2.2015 20:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bütün tuzakları boşa çıkarıncaya kadar… ' kısmına gelince derin bir nefes aldım. Sonra öfkelendim, üzüldüm, o çocuk adına; kırıldım, darıldım...
İnsanlar belki daha çok şiirsellik diye düşüneceklerdir. Ama bu duyguyu böylesine aktarmak her şairin harcı da değildir.
Çocuk kim; ben, sen, o...hiç fark etmez. Biziz o çocuk, ya da bizim çocuğumuz.
Söz bitti.
Yürekten tebrikler.
Selam ve saygılarımla.
“Asla Pes Etme” Kamboçya’da Kızıl Kmerler dönemindeki bir çocuğun acı deneyimleri hakkında gerçek bir yaşantıdan esinlenilerek yazılmış.
Kitabın anlatıcısı ve kahramanı Arn Chorn Pond’un anılarını temel alarak hikayeleştiren Patricia McCormick, bir zamanlar tarihte acımasızca yaşanan insanlık dışı gerçeği etkili bir biçimde kitaba yansıtmayı başarmış.
Arn’ın o kara dönem boyunca sürüklendiği yaşamı ve hayatta kalmak için sürdürdüğü umutsuzca bir mücadeleyi okumak benim için farklı bir deneyim oldu. Gerçek bir hikayeden alınması ise ilgimi çeken ve beni etkileyen en önemli özelliğiydi bu yönüyle “Asla Pes Etme” merak edenlere rahatlıkla tavsiye edebileceğim iyi bir roman.
Evet Sevgili Bülent. Yaşam mücadeleni sonsuz takdir ediyor, şiiri ve seni kutluyorum tüm içtenliğimle. Nicelerine...
Mücadeleye devam yılmadan bıkıp teslim olmadan.Sevginin olmadığı her yerde acımasızlık kol gezer vicdan ölmüştür yokluğunda.
..şiir mücadeleyi öyle güzel anlatıyor ki ..Kutlarım bu hüzünle sarmalanmış direnişin şiirini ve yazan kalemi..hüzünlerden ırak nice şiirlere
TÜM YORUMLAR (7)