içim patlayacak sanki.hangi yazıyı yazsam içimde alaturka bir müzik.hangi bestekarın kim bilir.çok sigara içiyorum fabrikalardan çıkan işçilerin efkarında.işte ben yazmaya böyle başladım.ilk sigaraya başladığım zamanlardı.pembe gözlükleri hayata ilk çıkarmamla.sahte gülücükleri yerle bir olmuş bir kadındı yaşadığım şehir.hayatında pişmalıkları olup sevapları fazla olan bir şehirdi bıraktığım.bir kadın gibi kırılgandı sokaklarında onu çok ezdim sanırım.hangi sokağında dolaştıysam yıkılmıs aşkların hatıraları en ücra köşelerinde ki kavgalarım.içim patlayacak sanki.ütopyalarımla yurudum sola döndüm merdivenlerde hep anlaşılan hep hata yaptım.yanlış kadınlara dar ağcına gelen tutsak sevişmelerden sonra terkedildim.terkettimde kadınları sevdiğim ve ezdiğim tiksindiğim şehrim gibi.işte yazmaya böyle başladım ayın şavkı vurunca kalemime sancılarım geçince yazdım kahrolası pişmanlıklarımı.hiç utanmadım ama bazen ağlatmadı değil insanın içimde ki yosmanın yaptığı şaklaban şakaları.ben o şehirde sevdim yazmayı ilk yazdığım şehirdi.ilk savunulan aşktı sayıkladığım ruyaydı.hiç beklemediğim zaman tattım aldadatılmanın acısını o zaman sevdiğim ama ezdiğim kadın gibiydi gidişim şehirden.son sözlerimdi
vazgeçtim bir kadından
aldandım aldatıldım
aldattı sevdiğim kadın
kadındı o şehir her santiminde akan gözyaşım olan.
kaybettiğim aşkların fotoğrafı ayın şavkı gibi yerlerine vuran.
yazmaya başladığımda anladım
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta