Daha sert vur,
Daha sert kayaya...
Kıvılcım çıkaran yerini düşle
Daha sert,
Daha sert kayayı kabuğundan esnet...
Çığlığını duyurdukça balyoza,
Ahhh,
içinden bir cüce kuvarsı çıkarabilirsen bir de
Ah,
kirpinin dikenleri kadar korunaklı bir usla,
Gök... ah, gök yüzünü tenefüs ettiğim,
Şimşekler düşürecek karnındaki çıbana!
Daha sert vur,
Daha sert kayaya...
Çeliğin sayıklamasına doğru
Daha sert,
Daha sert kayanın inadını gevşet
Çığlığını doladıkça balyozun boynuna,
Ha ha içinden bir tanrı sfenksi çıkar mı dersin!
Ha ha ha şeytanın tırpanı kadar keskin bir başla,
Gök ah gök yüzü siğilli gelenek
Araf-a sürgün gidebilir mi dersin dilindeki arsız şamata!
Daha sert vur,
Daha sert kayaya
Nasırını pasla cilaladığın yönde...
Daha sert,
Daha sert kayaya kırılmayı öğret...
Teptikçe balyozun küpünü sana,
Ah, ha ha içinden çarmıha sarılmış bir insan çıkarsa
Ah, dizi kanayan bir kız çocuğunun sırtında
Gök... ah gök yüzü yazınsallığın
Yokla falcının mağarasını
Celladının kanı pıhtılaşmış fincanınla!
09.09.2008
Seraceddin ÇelebiKayıt Tarihi : 9.9.2008 13:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
FACTOTUM: 'fac totum: herşeyi yapan. fac, yapmak anlamindaki facere'den. totum, her şey, bütün anlamındaki totus'tan. bir işte yapılması gereken tüm niteliksiz işleri yapan kişi, kâhya, ayakçı.'
Daha sert vur,
Daha sert kayaya
diye haykırasım geldi benimde şair gibi...
Daha sert,
Daha sert kayaya kırılmayı öğret...
yürekten tebrik ederimm...
Sen bir kezde benim için vur balyozu kayaya...
Ben saklı güneşi arıyorum sert kayanın içinde,
pamuk arıyorum varmıdır sence?
Seracettin...
TÜM YORUMLAR (4)