İki ulu koldan başlandı kazma
Dağın sırrına inmekti rıza.
Kazma vuruşuyla kesildi hiza,
Vatanın aşkıydı kalpteki dinmeyen sızı.
Binlerce arşındır karanlıkta yolu
Ne bir ışık ne ses, ne sağ ne de sol
Ne zengin ne fakir, Hep birlikte ol!
Yerin yüz kat altında, inleyen Anadolu.
Bir gün bir çatlaktan süzüldü bir nefes,
Sanki yüzlerce can, birden geldi heves.
İşte o an duyuldu, o boğuk ses,
Dağda buluşmaktı, bitmez bir vasiyet.
Üç arşınlık mesafe, bitmeliydi artık,
Birliğin coşkusu sordu bitsin aldanış
Kazma kazmaya değdi, kalmadı ayrılık,
Birlikte doğmuştu, o anki ağırlık.
Kaya yarıldı, göklere kalktı bir nara,
Işık süzülmüştü, karanlıkta bir yara.
Sel olup aktı su, bin iki yüz damla
Erişti zafere bu mukaddes dava
Yüz arşınlık kaya, erittiği imanla,
Bu tünel dikildi, bir ebedî şanla.
Hep bizimdi yol, hem dilde hem kanla,
"Hedefe yürüdük, güçlü bir imanla"
Keramet ne ararsın o damla damla su dolu yazıtta
Sen, sene; ben, bene şeytanlaşmış kibrin tahtında
Binlerce mazlumun arşın arşın gözyaşı altında
O akan arşın arşın su mazlumun gözyaşı, bil ki!
Kaya çatırdıyor, zalim her adım bitişin bahtında
Kavuştu kimi cennette, kimi gidiyor özgürlüğe karanlık tünelin ahtında!
Kayıt Tarihi : 2.10.2025 12:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!