Kavuşak Şiiri - Yusuf Aktaşçı

Merak, idrak, firak
Üç yudumda içeceksin hayatı
Seyredip, hükme varacaksın
Hikmetinden de ibret alacaksın
Düğün gecende bir uyku tutacak
Duvağı kalkacak dünyanın
Uyanacaksın
Şirince bir yer
Şiir, ince bir fer olacak senin için
Baldan tatlı sözler dökülecek, baldan ırmaklara
Sağı solu belli olup, sağı solunu duymayanlarla selamlaşacaksın
Mahzunluk sekiz kapının ardında kalacak
Dizlerin genç, dizelerin kedersiz
Vakfedilmiş ellerin titremezdi ve titremeyecek
Ardında husumetlin olmadan içeceksin kevseri
Artık kıyıda köşede ağlamayacaksın
Göz yaşlarını akıtmayacaksın o kavuşakta
Kısmetin, olmuşlukların kadar büyük olacak
Gözler görmemiş, kulaklar işitmemişti bahşedileceği
Ölüm ölmüştür o ebedi durakta
Ne uyku, ne ülfet, ne de gece
Kimsenin ahı yerde kalmaz zerrece
Lakırdılar dönmez çarkında
Ol deyince olduranın boyasıyla süslenmiş bahçeler
İki dudağının arasındaki sofralar
Dizinin dibine oturacaksın en sevgilinin
Perde kalkacak havsalandan
Bana sen gereksin demiştin
Ve O cemali temaşa edeceksin Yunusla
Ey sen, cesediyle ruhunu doyuran yolcu
Eksik etmezdin dilindeki niyazı
Şimdi sen O'ndan, O senden razı
Harcı misk, taşları inci
Bekle oradaki sevinci