Yetişkin zamanıma denk gelmişti
Yaşam çalıyordu kasaplar
Ayıplayan bakışlar arasında
Dünyayı gönlüme göre yoğurmak için
Dizlerimi göğsüme çekerek başladım
Kefareti ödenmemiş günahların bedelini ödetmeye
İrice sözler duyduğumda irkilmiştim
Acıdan başını küle gömenlerin
Yüreğine boşu boşuna seslendiğimi anladığımda
Hırsım ile bilendim
En uzun dakikalar en ucuzdu
Damla damla akıyordu sonsuzluk saniyeler arasından
Sessizlikten tiksinti damlarken
Acıma duygularımı harekete geçirecek bir yara izi
Gülümsemekten vazgeçtiğim kışa denk gelmişti
Yoğun sessizliği dinlerken
Kağıtlar kesişme noktamızdı
Siperde yaşıyordum artık
Zağarlara karşı
Her bakış yüzümü kızgın bir güneş gibi dağlıyordu
Sesimde kırılmalar başladığında
Kavgamla aramda ki derin uçurum
Bir türlü kapanmıyordu
Şaşmaz sadakatinden izler
Zihnim o çıkmaz sokaklara sürekli geri dönüyordu
Dipsiz gözler uzağı daha iyi görürdü
Henüz daha dillendirilmemiş bir sırdı
Ekşiyen yüzümün ifadesi
Zehirli dil ve niyetler iştahla yalanırken
Cehennem güneş gibi ensemde
Gezinen bir ütü gibiydi
Daralmıştım
Meyvelerin tadı
Bütün ağaçlar
Engin düzlükler neredeydi
Yüzüme gergin bir tebessüm otururdu
Bunaltıcı ilgilerden
Sivri uçlu dikenler
Katlanılmaz bir boşluk gibiydi
Zaman çok aç gözlüydü
Ayrıntıları hep kendine saklıyordu
Çocukluğum çoktan ölmüştü
Yetişkin zamanımı kendim öldürüyordum
Sözler aramızda asılı kaldı
Kendi kavgamı üstlenmeyecek kadar yorgundum
Midem öğürtü dalgaları gönderiyordu
Kendi kendimi caydıramıyordum
Adıma kavgamı sözlerim veriyordu
Önder Karaçay
Önder Karaçay
Kayıt Tarihi : 14.11.2017 12:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!