......Kanayan yerlerimi sevmeyi öğrendim zamanla.Kimseye göstermeden yaralarımı sarmayı...Yetişemediğim de oldu...Bazen çok yüzeysel küçük darbeler indi göğsüme,bazıları ucu zehirli bir hançerden çıkmış gibiydi.Ama bu trajedi benimdi, herşeyiyle sahiplenilmeyi hakeden bir yoksullaşma trajedisi.Maddesel yoksulluklardan ziyade ruhun gecikmesi, büyük ikramiyeden çıkması beklenen.
İstediklerine sahip olamıyorsan sahip olabileceklerini istemeyi öğrenirsin zamanla, derdi zavallı annem.Kendi şiirinde başrolü oynadığına inanan kadın.Oysa hep yardımcıydı şiiri yazılanların kaderine.Ben mi anneme benziyorum yoksa annem mi annesine bilmiyorum...Ne önemi var ki zaten.Yaşanan bunca acı nasılsa birilerine miras kalmıycak mı.Kendi hayatlarının trajedisini yazacak birilerine...
Ben yükümün en ağır bölümünü sakladım anılarıma ve hiç mektup yazmadım geleceğe.Tanınmamak için diğer hayatımda.Günahlarımın bedeli neyse hazırım ödemeye.
Tanrım kocaman bir yürekle geliyorum sana.O kadar çok sevgi ve o kadar acı depoladım ki kıyamazsın yakmaya....
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla