Minik kiz elindeki eti puf kutusunu sari balcik rengindeki bulanik suya ani bir atakla daldirip cikartti. Gözlerinin ici piril piril parliyordu. Iste o cok sevdigi baliklara en sonunda o da sahip oldu. Simdiye degin siyah, beyaz televizyon programlarinda izledigi siyah beyaz balikli akvaryumdan, artik o da bir tane yapabilirdi.
Kafalari büyük elips seklinde, kuyruklari incecik ve renklerden nasibini alamamis minik baliklarini, güzelce yikayip temizledigi salca kavanozunun icindeki suya büyük bir özenle saliverdi. Ah! .... öylesine ahenkle yüzüyordu ki kücük baliklar. Onlar ne yerdi? Ne icerlerdi? Her sabah parlayan günesin ilk isiklarinda kalkip baliklarinin biraz daha büyüyüp büyümedigini kontrol ediyordu. Gün icerisinde de gittigi her yere annesinden gizli minik salca kavanozunu tasir olmustu. Baliklarin canlarinin sikilacagini düsünerek icine biraz cakil tasi toplamis, birkac kuru, incecik dal parcalariyla kavanozun görünümünün gercek bir akvaryuma benzemesi icin elinden geleni yapmisti.
Bir sabah uyandiginda minik baliklarinin sekillerinin oldukca degismis oldugunu farketti. Sonra boynunu bükerek, minik kavanozuyla birlikte yine o balcik sarisi suyun yanina gitti. Kavanozun kapagini acti, gözyaslari icerisinde sekilsiz, sevimsiz ama onun tüm dünyasini olusturan siyah ayakli baliklarini birkez daha hic öldürmeden, büyütmüs olmanin gururu icerisinde büyük insaat cukuruna birakiverdi. Annelik görevini yerine getirmis, onlari ayaklari cikincaya kadar gözetip korumustu.
Sonra yine cebinden, yeni bir eti puf kutusunu cikartarak herzamanki gibi balcik sarisi suya daldirdi ve.........
Deniz TuranKayıt Tarihi : 2.3.2005 20:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!