çocukluğumun rüyası
kavak ağacı,
hasretimi canlı tutan
dağ taş ova...
nerede biraz su varsa,
orada büyür kavak ağacı
ablamın evinin yanında
kocaman mı
kocaman kavak ağaçları,
nacağı arka beline takan eniştem
çıplak ayak
tırmanırdı kavağa
budama bitince
nacak takılır bele,
zıplaya zıplaya kayıp inerdi yere
budanan kavak ağacı
olurdu kalın mı kalın,
evlerin tavanını süsleyen tahtalık ,
zengin fakir farketmez
herkes dikerdi tarla sınırına
su kenarı muhteşem olur
yemyeşil kavağa
salar kökünü derin toprağa...
kavak söğüt dikilen toprak,
dur der erozyona
görüntüsü benzemese de birbirine
kavak komşudur söğüde,
ikiside sever sulak dere yataklarını,
birde hafif bir esinti oldu mu
hışırtılarla türkü söyler yapraklar bize
yoktur çevrede akan sular,
bin dokuz yüz yirmi dokuzda
dikmişler evin bahçesine
kavak boy vermiş uzanmış gökyüzüne
söğüt enine yayılmış düzlüğe
ilkin sabah güneşi selam verir onlara
daimi ev sahibidir onlar göçmen kuşlara
biri kalkarken diğeri konar dala
çok keyifli olur
türkü söyler göçmen kuşlar
kavak ve söğüt varsa çevresinde
doğa candır umuda
hayat hep keyiflidir onlara ...
Düzeltme: 20 Eylül 2018 Almanya //Senem Hayriye Aygül
Hayriye AygülKayıt Tarihi : 6.9.2018 18:21:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir gözlem şiiri
![Hayriye Aygül](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/09/06/kavak-agaci-16.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!