Ben hep beş Ağustos'ta ölürüm.
Mesela dün beş Ağustos'tu, öldüm.
Bugün de beş Ağustos, bugün de öldüm.
Herhalde yarın da beş Ağustos olacak; çünkü
ben, yarın da öleceğim, girdapta mahsur kalmış gibi.
Sessizliğin ıstırap dolu günlerinde yaşamak
zemzem gibi dur durak bilmeyen sonsuz bir acı.
Yerle gök arasına sığmaz bu dert.
Dilimde acıların kabul görmez duası.
Ben ölünce hep yirmi altı Haziran’da,
öğleden sonra saat üç sularında doğarım.
Mesela dün yirmi altı Haziran’dı, yeniden doğdum.
Bugün de yirmi altı Haziran, bugün de yeniden doğdum.
Geçen hafta bugün yirmi altı Haziran’dı rüyama geldin.
Ben o gecenin sabahında bir bebek gibi yeniden doğdum.
Sonra seni yanı başımda göremedim, bir kelebek gibi öldüm.
Doğup doğup tekrar ölmek ne tükenmez bir acı.
Ne dayanılmaz bir çile bu, harlandıkça harlanıyor acım.
Bin defa doğmaktansa senle bir defa ölmeyi yeğlerim yâr.
Keşke her gün yirmi altı Haziran olsa.
Her gün aşkla yeniden senle doğsam.
Eyy koca Tanrı!
Eyy yalnızlar yalnızı!
Dünya zindanına mahkûm edilen
kandırılmış kullar gibi perperişanım.
Vaat ettiğin mutluluklardan eser yok.
Ol de olsun, zaman geriye aksın.
Bitap düşmüş bedenlerimiz dirilsin.
Yedi günde yarattığın bu dünyanın
yedi ömürlük acısını sırtıma yüklemişsin.
Gecenin karanlığına özenen
kabuslar görmek istemiyorum.
Alnıma çaldığın bu yazgı
mukadderatın en karası.
Elimde kan kırmızı güller bitsin istiyorum.
Didârımdaki giryeler güllere düşsün istiyorum.
Sokağıma ölüm kokusu yayılmış.
Kokuşmuş şehrin sokakları gül koksun istiyorum.
Razı değilsen sevdama
üzerime yık bütün duvarları.
Öyle bir enkazın altında kalayım ki;
ne nefes almak mümkün olsun ne de yaşamak.
Mezarım olmasın, hatırlayanım olmasın.
Bahtım gibi kapkara bir çukurda çürüyeyim.
Ne yerim bilinsin ne de arkamdan ağlayanım...
Bir sen bil beni sevdiceğim.
Beni ben yapan sen değil misin?
Gökkuşağı gözlerine demir attı gözlerim.
Gözlerin değil midir beni sana bağlayan?
Ben sana aitim.
Ellerim sana ait.
Titreyen dudağım,
sevdalanmış yüreğim,
çoraklaşmış ruhum sana ait.
Seni sevdiğim gibi yağmurları severim.
Yağmurlarda saklarım kanlı gözyaşlarımı.
Vazgeçişlerin yoluna saplanıp kalmışım.
Çırpındıkça batıyor, battıkça kayboluyorum.
Duyduğum son ses senin sesin,
gördüğüm son yüz senin yüzün,
döktüğüm son gözyaşı senin için.
Ölüyorum.
Ölüyorum ey gözleri gözistanım.
Parmak uçlarım üşüyor, ölüyorum.
Beni çağırıyor beni yaratan.
Son buluyor vaktin güzelleşmesi.
Nefesimi nefesine katmayı
harcıma layık görmemiş Tanrım.
Kayıt Tarihi : 28.10.2018 00:14:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
12 EYLÜL 2018 ÇARŞAMBA
![Savaş Barha](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/10/28/katre-i-huzun.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!