Katoteks Şiiri - Hicran Aslan

Hicran Aslan
57

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Katoteks

Sesinsiz uykular…
Camları kırılmış sehpanın
Ayaklıklarının balkondan taşan
Yüzünden bakmak gecenin yıldızlılığına…
Kurutulmuş biber patlıcan renklerinden
Akmak rüzgâra…
Duş sonrası ıslaklığımı alan havlunun dalgalanışı
İçerden gelen seslerin bir anda yabancılaşması…
taşmak…asılmak….dalgalanmak…bulaşmak…
Hepsi sesinsiz uyuyamamanın kadrajına takılanlar.

Çokluğumda boğma beni…

Bana kalan lanetli pay…
Acınılası kılıyorsun beni…
Uygarların sofrasına siniyor payım…
Öğrendikçe bekçilik ediyorum deliliğime…
Beklenmedik uğultulardan korktum mezarlık bekçileri gibi…
Beynimin pencerelerinden gördüklerimin resmini çizdim…
Yaşamsılara…
Anlam kaygısı var dediler uygarlar…
Anlamaktan çıldırma korkusuydu oysa renkler…
Kendimi kollamaktan yoruldum…
Aşk seni beklemekten… Bekletmekten…
Eridim… Susadım
Boşluklaştım…
Hep taze hep en güzel şarkıyı duymuş gibi sesini alnından öpmeyi…
İsterdim oysa…
Uzaklaşır gider araban ben kalırım…
Ses gider… Ses!
Suskunun karanlığında pür dikkat…
Konuşmayı da unuttum…
Gitme yüreğimden ne olur…
Su boğulur… Kendi çokluğunda…
Gidersin… Ben kalırım…
Çokluğumda boğma beni…

Vicdan çağırtacı…
Sudaki vücut miktarı kadar
Bilinmezdir yaşamın düşündürdükleri…
Bir kartoteks hazırladım kendime…
yutageldim kalbimi
Bu deli uyumla…
Kimsenin özrüne dil uzatmadım da…
Bana döndü bumerang…
Vicdan çağırtacım var benim…

Yazamayışıma yağdım…
Ben her şeyi sana yazdım…
Anne olmaya korkak yanıma…
Yüreği avucunda bizleri bekleyişine her akşam…
Gittikçe cehennemleşen yaşamda…
Ağzında acımızı dindirmek için
Taşıdığın dualarına…
Sana… Kadınlığımdan korkan yanıma yazdım…
Yaşlı çizgilerinin gerçeği arttıran cellâtlığına…
Saçlarımı okşarken sana benzemeye başladığımı duyumsayan bilgeliğine…
Her şeyi sana borçlu oluşumuzu yazamayışıma yağdım…
Yinede gerçeğini değiştiremedim olagelenin…
Her şeyi sana sarılıp sevdiğimi söyleyemeyen
O gurur, öfke, kaba yanıma yazdım…

Lipogram…
İçinde sen geçmeyen bir lipogram yaşam bu günlerde…
Babasının gölgesinden kurtulmak için ölümünü bekleyecek kadar
Pişman ömürde ölen kişisin…
Bilardo masasında ıstakanın insafına kalmış bir hayat
Baban matematiği öğrenmeye gerek duymadan
Sağlam oynayacak kadar erkek olmayı bilmişti…
Yaşamı ona biçtiklerini hakkıyla kavrayan…
Kumaşımdan sen motifini aldılar üzüldüm…
Neyse ki yamayı yakıştıracak kadar kılıf uydurucuyum kendime…
Üzüldüm…
Senin açığını kapatacak renkleri olmasaydı keşke yaşamın…
İçinde sen olmayan bir lipogram yaşam bu günlerde…
Yinede alt metin sana götürüyor gözlerimi…
Zaman kipleri yorgun…
An senden alıyordu gücünü…
Beni öldür…
Pişman ölmeyecem inan… Sensiz yaşadığımda olduğu kadar…

Eskimeye gönüllü…
Kokunu unutmuşsun tavan arasında, eskimeye gönüllü
Diğer kokulara duyarlığın sebebi bu bilmeni isterim
Gözlerini unutmuşsun Mardin de yazılmayan tarihin dokusunda
Bakmadan anladığını sanman bundan…
Tenini unutmuşsun bedenimde, derinin çürümesi bundan…
Eskinin, içburkan çıldırışın,
Unuttuklarını kutsayan beni bilmeni ne çok
İsterdim…
Bakışındaki kor… Sis… Acıyı
Ellerinin arasındaki utangaç kız çocuğunu…
Ellerini tutamayışım bundan…
Seninle ölmeyi değil bitip dönüşmemeyi özlemem bundan…

Hicran Aslan
Kayıt Tarihi : 3.5.2011 09:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Sabriye Babaoğlu
    Sabriye Babaoğlu

    sen nasıl bir etkisin yaa!
    çarpıyor dağıtıyorsun hece hece sözleri okuyan nasıl kendinden geçmez??????

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Hicran Aslan