Daha dün gibi aklımda
şekerli suya ekmeği katık ettiğimiz günler.
Henüz yoktu evlerimizde ceryanlar
Başlardı babam ağzımız açık dinleyeceğimiz masalına.
Hem doğudan hem batıdan izler var.
Babamın anlattığı masaldır.
Vallah aklımda bunlar var...
Bir baba ve üç çocuk…
Çıkmış ormana
Odun kesmeye.
Babaları çocuklarını hiç sevmezmiş.
Niyeti onları terk etmekmiş.
Asmış ağaca bir su kabağı
Küt küt ses versin işte.
Çocuklar sansın ki
Babamız ha bire odun keser.
Babaları evin yolunu bulmuş bile.
Yavrucağızları,
Teslim etmiş cadı karıya.
Cadı kandırmış çocukları misafirlik diye.
Maksadı pişirip yemekmiş.
Acuzenin çokça adamı ve hizmetkarı varmış.
Gelgelelim.
Keloğlan’ın yolu düşmez mi ormana.
Bir iniltidir duymuş.
İnsanlık halidir demiş.
Kurtarmaya niyetlenmiş.
İyi kalpli hizmetçi kızla tanışıp içeri gizliden girmiş.
Başlamışlar
Kazan kaynatmaya
Varmış bulgur çorbası pişmeye.
Sıcak bulgur çorbasını bırakmışlar şapşal adamların altlarına.
Islattık yatağımızı sanmışlar…
Sıçrayan kalkmış,sıçrayan kalkmış.
Cadı da adamları bir kör kuyuya yuvarlamış.
Keloğlanın da attan doğma eşekten olma bir KATIR KULAĞI var tabi.
Yollar vız gelirmiş ona.
Üç yavruyu bindirmiş katır kulağa
Varmışlar köylerine.
Hizmetçi kız durur mu?
Düşmüş peşlerine.
Kanat takıp uçmuş sanki.
Yalvarmışlar Ali Baba ‘ya..
Düğün etmişler kırk gün kırk gece.
Ne diyelim Allah mutlu mesut eyleye.
29.04.2010
Kayıt Tarihi : 17.4.2011 08:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!