Katır Destanı Şiiri - Osman Öcal

Osman Öcal
730

ŞİİR


21

TAKİPÇİ

Katır Destanı

Şu vatanın bağrında günlük hain ürerken
Dolma kafalı biri destan istemiş benden
Kırmadık hatırını ilk bölümde pay verdik
Binlerce yıl kat edip başlayarak Âdem’den

İsteğine bakarak canlandırdık resmini
Yazarken derunundan düşüverdik ismini
Gram gram tartarak milim milim ölçerek
Bin bir nakış, taş oya tarif ettik cismini

Tanımamız sanaldan gelmemişiz yüz yüze
Aynı yerden başladım ilkten başlamış söze
Allah ile aldatma düşmüyor hiç modadan
Sakisinden belli ki inancı yapmış meze

Hazırsanız buyurun şahsa özgü ve gerek
Yazar mıyım boşuna hak etmese engerek
Diz üstüne gerek yok arkamıza yaslanıp
Okuyalım beraber bir besmele çekerek

Âdem’i de bilirim Havva kimden ve nasıl
Yerin göğün sırrını öğrende gel sen asıl
İnandığın peygamber dememiş mi be ahmak
Kişi kavmin sevmekle suçlanamaz velhasıl

Hani nerde hoşgörü bilelim ki dindarsın
Türkiye’de Türklüğe neden böyle kindarsın
Gusül aldır ruhuna temizlensin pislikten
Tanrı yaratmış amma domuz gibi mundarsın

Bir Arap’a âşıksın Arap basıp boşarken
Kör mü gözün görmezsin âlem buna şaşarken
Meleşiyor kuzular sütlü koyun peşinde
Avucunda tuz ile sen hıyara koşarken

Şeytanca düşü olur şeytan ile yatanın
Faturası kaç metre nedir sana batanın
İhanet çemberinde sığınmacı bir hayat
Nerden bilsin vatansız kıymetini vatanın

Saksağan beyni ile durmuş akıl satarsın
Kaç kuruşluk daran var kasırgaya çatarsın
Hoş söz senin neyine yama tutmaz yırtığın
Delinmiş tekne gibi su aldıkça batarsın

Bilinir ki her soyun namerdi var merdi var
Bu ülkede hainin sanki kimlik derdi var
Sevmeyene cehennem sevene cennet gibi
Sevmiyorsan defol git kafdağının ardı var

Hele nerden öğrendin milliyeti kasmanı
Kim geçirdi boynuna zincirini tasmanı
Geçmişin mi özürlü gen mi emir eyledi
Türk kimliği üstüne terör zehri kusmanı

Şair bildik yazarken gözetmedik farkını
Etnik misin Türk müsün aramadık ırkını
Nokta koyduk virgüle at hırsızı hergele
Ya adam ol ya adam çoktan geçtin kırkını

Sabır dedik bir zaman güzellik hatırına
Önce yüküne baktık sonra da kuturuna
Tanrının bir hikmeti şansına gülmüş ola
Nesebini benzettik tahtacı katırına

Nerde gördün be soysuz pak nevsimin kirini
Namusuna bekçi tut korkuyorsan birini
Dünya sana dar gelir bunu böyle bilesin
Yutacaksın mutlaka boşalttığın irini

Kullan kullan bitmiyor İslam’ın hazinesi
Zaman zaman yükselir gaipten yezit sesi
Ruhundaki nankörlük muska olmuş boynuna
‘Gün olur asra bedel’ kesilir puşt nefesi

Sen kaldırdın sen indir kalemimin ucunu
Bana kesmeye kalkma derin kuyruk acını
Benim yurdumda benden daha özgür yaşarsın
Gün olur indirirler başındaki tacını

Kurgusu senden geldi bende biter bu oyun
Kurda kurban verilir sürüyü güden koyun
Köpüğüne sahip ol bulaşmasın çevreme
Salında gel göreyim kaç hörgüçlü şu boyun

Bir taş atıp kayboldun karanlıkta dengesiz
Nerdeyseniz buyurun ölümüne cenge siz
Aş yediği çanağa pisleyen hain için
Yırtık kispet çıkmışsın ayran içip ringe siz

İnsan olmaz insanın edebini zorlayan
Kurdu gördüğü yerde geri dönüp parlayan
Demokrasi adına destek verir teröre
Bekçi olmaz kapıya sahibine hırlayan

Doymayasın tadına diline b.k sürdükçe
Bu destan devam eder kusmuğunu gördükçe
Severiz boncuk gibi hoş bularak zağarı
Bizde ite hoşt derler salya saçıp ürdükçe

Osman Öcal
Kayıt Tarihi : 2.9.2015 13:22:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Vuslati Ozan'a (Osman Öcal) İlk kutlu varlığın adı ne idi? Kafayı kavimle kan ile bozan. Kimin varisisin bilmez gibisin, Ademin mülkünde koşturup tozan. Ben ben diyen benlik nefsinde kirdir, Böbürlenip gezmek kalpte kibirdir, Boyamızı farklı boyayan birdir, Bu böyle şu şöyle günah etme zan. İnsan cinsinden'sin var mı itiraz? Yoksa fıtratınca düşün bak biraz. O, bu, şu, öteki Türk, Kürt, Çerkes, Lâz... Süt emdik, annemiz Havvayı da an! .. Kul Recep bilmez kim kimden ilerde, Bir tayftan aks ettik türlü renklerde. Hep aynı adreste şu kara yerde, İkâmetimiz bir ''Vuslati'' ozan... Recep odacı

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Osman Öcal