Katip Mustafa Çelebi (Gülce-Bahçe)

Feyzullah Kırca
342

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Katip Mustafa Çelebi (Gülce-Bahçe)

KÂTİP MUSTAFA ÇELEBİ(Gülce-Bahçe)

Bir gülün tohumu düşer ki toprağa
Adı Mustafa’dır yazılır yaprağa
Bin altı yüz dokuz yılı şubatında
Doğunca sarılır yeşil bir kundağa
…Doğduğu İstanbul’da bebekliğini yaşadı
….Sevimli bir bebekti o da, değerli bir paşadı…

Babası Abdullah ki Enderun’da yetişmiş
Sarayda nasip olmuş, silahtarlık görevi
Türlü silah ve mermiyle, haşir neşir olup pişmiş
Bilmiş ve de öğrenmiş, silahın nedir türevi
…Emekli olup ayrılmış saraydan
….Sona erince bu hizmetteki görevi…
…..Eğitmeye koyuldu oğlu Mustafa’yı
……Bunu bildi, bu yolda ilerlemek oldu ödevi

On dört yaşına kadardı, birçok kitap dikizledi
Özel bir eğitim gören, Kâtip Mustafa Çelebi
Topladı çok bilgileri, sanki hep birer leblebi
Dünyada olan biteni, o hep ilgiyle izledi

Doğuda hacı halife, batıdaysa hacı kalfa
Adıyla tanınır oldu, o zaman yaşayan halka
Toplanır oldu düşleri, fikirler başında halka
Yaydı beyni dalgaları, kimi beta kimi alfa
….Bin altı yüz yirmi üçte, Anadolu muhasebesi
…..Kalemine katip olarak girdi.
……Bir zaman bu görevde başarıyla hizmet verdi.

Dördüncü Murat Han’ın, hanlık erişiminde
Doğuya seferinde, utku Girişiminde
Kâtiplik yaparaktan, orduya katıldı da
Kalemini harcadı, yazı ibrişiminde

Bin altı yüz otuz beşte, İstanbul’a dönüverdi
Kendisini tümüyle de, okuyup yazmaya verdi.
Dönemin bilginlerinin, derslerine katılarak
Medrese öğreniminde, eksiklerini giderdi

Coğrafyadan tarihe, astronomiden tıpa
Geniş bilgi ağının, sahibi olan kâtip
Ol zamanda malikti, çok sayıda kitaba
Bir sevda gamzesini, özler çelebi hatip…

Bin altı yüz kırk beşteyse, sırası geldiği halde
Beklide umut beslerdi, ta derinlerde gönülde
…Yükselemediği kalemdeki görevinden ayrıldı

…Yürüdü kendi bildiği yolda ve izde
….Ancak bin altı yüz sekizde
‘Takvimü’t Tevarih’ adlı eseri dolayısıyla
Şeyhülislam Abdurrahim Efendinin ricasıyla
Kalemdeki ikinci halifeliğe getirildi.
Beklide böylece gönül kırgınlığı giderildi…

Okuyarak hayli çok kitabı sağında ve solundaki
Bundan sonra da öğrenme ve öğretme yolundaki
…Çabalarını sürdüren Kâtip Çelebi
….Peş peşe yapıtlar vermeye başladı
….. Ta o günden bugüne, bugünden de geleceğe
…… Değerleri bilgi ve belgeleri, çevrilip okunsun diye haşladı…

Telif ve çeviri olarak tam yirmiyi aşkın
Kitap yazdı bilgi olarak deryaları taşkın
…En önemlileri bibliyografya, coğrafya ve tarih
….Verdi en güzel örnekleri sarih

Altı ekim bin altı yüz elli yedi de
Benim vadem buraya kadardır dedi de
İstanbul da Hakkın rahmetine kavuştu
Ebedi âlemine sessizce savuştu

Muhteremler dilerseniz, eğer biraz eğinelim
Önemli eserlerine, kısa kısa değinelim
…Şiirsel renklerin, renk renk tabakalarına
….Bir çentik daha attık diye sevinelim

*
Arapça Fezleke;

Tarih alanındaki, eserlerinden ilki
Bin altı yüz kırk iki, tamamlar eseri
Dört bölüm halindeydi, kitap Arapça veri
Neler vardı eserde, bilmek istersin belki…

Tarihin anlamıyla, neye vardır yararı
Anlatıldı okura, gayet güzel ve doygun
Bu alanda kılasik, İslam tarihe uygun
Olarak yazıp nesle, öğretmekti kararı

Yaratılıştan alıp, bulunduğu güne dek
Kurulan devletlerle, meydana geliveren
Önemli olayları, sıralatmış dil veren

Nesil hisse alsındı, belki amacı bir tek
Belki başka ihtimal, başka kalemle pişer
Tarih bilmek isteyen, gönülcüklere düşer

*
Türkçe Fezleke;

Arapça fezlekenin, devamı nitelikte
Yaşam öykü esere, yer verir özellikle

Bin beş yüz doksan birden, elli dörde olaylar
Osmanlı tarihinden, yazılmış gün ve aylar
Bilir eseri okuyan, bütün bayan ve baylar
Arapça fezlekenin, devamı nitelikte

Olaylar alfabetik, olarak sıralanmış
Her yılın olayları, yıl sona aralanmış
Ölen devlet adamı ve bilginleri anmış
Yaşam, öykü, esere, yer verir özellikle

*
Takvimü’t Tevarih;
Tarihlerin Takvimi;

Bil gözüm sende
Tarihlerin takvimi
Demek imiş de
Yeni öğrendim bende

Âdem resulün
Günüden itibaren
Bin altı yüz kırk
Sonrasında bile ki
Sekiz yıl daha
Tarihsel olaylardan
Bahseder yaren
Alfabetik olarak.

Bilinmez tende
Tarihlerin takvimi
Tekrar etmesin
Hatalar ülkemizde
İstermiş her hal
Zamanda yürüdükçe
Gelecek günde
Düşmeyiniz der derde…

*
Tuhfetü’l Kibar Fi Esfari’l Bihar;
Deniz Savaşları Hakkında Büyüklere Armağan;

En
Çokça
Tanınmış
Elzem eser
Güzel kaynakça
Deniz Savaşları
Hakkında Büyüklere
Armağan adlı kitapça
Ta ki kuruluş döneminden
Hem denizciliğin öneminden
Bin altı yüz elli altıya kadar
Denizciliğin tarihçesi yanında
Osmanlı donanmasının tersanesiyle
Bahriye örgütü işleyişinden bahseder.
Ve kaptan-ı deryaların yaşam öykülerinden
Onların güzel ve asil değerlerinden bahseder.
Sonundaysa son zamanlarda denizlerdeki alınan
Başarısız sonuçları bertaraf etme yolunda birçok,
Kendince doğru bildiği güzide öğütlerini sıralar...

Başbakanlığa bağlı denizcilik müsteşarlığı tarafından
Türkçe ismiyle Deniz Savaşları Hakkında Büyüklere Armağan
Olan bu nadir eseri iki bin sekizde yayınladı İdris Bostan
Umuda yaslanınca güneş fışkırsın diye sararan odalarımıza
Bir mavi masal yeniden demlensin diye günümüzdeki öz hayatımıza

*
Cihannüma;

Coğrafi yapıtların en önemli eseri
Osmanlı coğrafyası için çığırlık veri
… Kâtip Çelebi’nin iki kez yazdığı
…. Bin altı yüz kırk sekizde yazmaya başladığı
…..Cihannüma’nın ilki
……Klasik İslam coğrafyası temelindeydi.

Bu eserini henüz daha bitirmemişken
Noktayı son satıra, henüz değdirmemişken
…Eline geçen Gerardus Marcator’un atlasını
….Bir de buldu Fransız dönmesi Mehmet İhlas’ını
…..Latinceden Türkçeye çevirterek yeni bilgiler edindi.
……Ol Cihannüma’yı ikinci kez yazmaya didindi.

O günler coğrafyacılık bu günden çok daha zor işti
Derken yine Marcator’un Atlas Minor’una erişti
Bunların yanı sıra batılı coğrafyacılar olan
Ortelyus, Culuveryos ve Lorenz’in eserlerinden de
………Azami derecede yararlanmaya girişti
………. Doğal olarak eski Arap, İran ve Osmanlı
………..coğrafya eserlerini de kullandı…

….İkinci Cihannüma, dünyanın yuvarlak olduğunu
…..Üçte ikisinin suyla dolduğunu
Kanıtlamaya çalışan, fiziki coğrafya ağırlıklı
Bir bölümdür ki yazılan, yer kürenin merkezine
Belki de öbür yüzüne, kürek çeken dağarcıklı,
Yönelik olan bu eser, tüm dünyanın herkesine
……Bu giriş bölümünden sonra yazıp menzilde gider
…….Kristof Kolombo ve Macellan’ın
……..Keşif gezilerinden de bilgi verir, söz eder…

………Japonya’dan başlayarak tanıtır Asya ülkelerini
……….Yönetim biçimlerini, ekonomilerini ve tarihlerini
İnançları konusunda veriyor bilgilerini
İslam coğrafyasınınsa, yanlışa ilgilerini
El yazması yazılarla, kalemin kamerasından
Görülsün diye hatalar, satırların arasından
……………Okuyan gönüllere gösterir…

Bu yanlışların ve hataların
Kullanılmadık haritaların
Eksikliğinden ileri gelir
Diye açıklar, sözünü bilir.

İkinci cihannüma da anlatılan son yer Van’dır
Cahillerin muhabbette dövdüğü hep boş havandır.
Birinci cihannüması Osmanlı Avrupa’sıyla
Kapsar Kuzey Afrika’yı, batıyı ispanya’sıyla
Anadolu’yu da yazar, tüm güzel manzarasıyla
Dağıyla, taşıyla gözer, söze dizer ovasıyla
….Her iki esri cihannümada
……Ek olarak kullanılır elbet harita…

……..Cihannüma özünde
………Tüm İslam ve Hıristiyan coğrafyacılığının da
……….Özünde ve sözünde…
………...Temeli olan
Batlamyus Kuramına dayanmakla birlikte,
Aşkına keskin yolları, yaza çize geçmekte
Hem de o güne kadar, hiç yararlanılmayan
Osmanlı coğrafyası, adıyla anılmayan
…………….Batı kaynaklarını tanıtması bakımından
……………...Büyük önem taşımaktadır hatta...

*
Keşfü’z Zünun An Esamü’l Kütübi Ve’l Fuünun;

Kâtip Çelebinin en ünlü eseri batı da tanınan
Tanınan ve bilinen on dört bin beş yüz kitap ve risale eseri,
Eserlerin yazarları ve de isimleri Arapça yazıyla
Yazıyla, adıyla ve tadıyla
On binlerce eserden bilgi vermek maksadıyla yazılmış
Yazılmış bir bibliyografi sözlüğü olan eser
Eser geçmişten günümüze
Günümüze ışık tutan bir bibliyografi huzmesi

Bilim tasnifine ve alfabetik sıraya uygun
Uygun desenli bir kilim gönlümüzün kışlasına serilen
Serilip, derilip ve de düzenlenmiş
Özenilmiş ve bezenilmiş, yirmi yılda
Yirmi yılda bitirilip düze inilmiş…

*

Düstüru’l Amal Li İslahi’l Halel;

…Kâtip Çelebinin tarih felsefesini
….Toplum görüşünü açıklayan dil nefesini
…..Ve kalem sesini
Ortaya koyması bakımından, önemli olan bu eserini
Bir düşün hikâyesi dökülür, sanki yorgun vücudu terini

Bu emek dolu eser de kısa kısa dört bölümden
O gün dağlar düze düşer, dünden bu güne oluşur
Mevsimlerin en efsunlu sözcükleri dolup tümden
İbn-i Haldun’un etkisi, bu risaleye doluşur.

Yaşayan bütün toplumların da canlılar gibi
Ölümler ile sınırlanmış zamanlılar gibi
Doğup gelişip öldüğü görüşünü yineler
Dökülür der ülkelerde, düşer başaktan taneler…
…Bu dönemlerin uzunluğu ve kısalığı
….Yaşamda huzurlusu ve alığı
…..Toplumun yapısına ve kişilere göre
…...Kendisine göre uyulan bir töre
…….Var olduğunu ve değişkenlik gösterdiğini
………İdrak etsin ister nesiller ve sineler…

Osmanlı toplumunun ömrünün uzaması,
Refah ve mutluluğa, çok huzura dalması,
Her zümreden insanın ders ve öğüt alması,
Yolunda çok gerekli, öğütlerini yazar
….Alınması gerekeli gördüğü önlemleri sıralar…

*

İlhamü’l Mukaddes Fi Feyzi’l Akdes;

Daha çok dinsel, konular tartıştığı
Önemli eser, yazmaya çalıştığı
Her bir satırda, kendini aştığı
Bilgi dolu, güzel eser

Dünya kuzeyi ülkelerindeki
Namaz ve oruç ibadetindeki
Zamanlarının bilinmesindeki
Bilgi veren, güzel eser

Şu dünyamızda güneşin doğduğu
Aynı zamanda hem bir de battığı
Bir yerlerinin olup olmadığı
Sorusunu soran eser

İnsan ki her ne, yana yönelirse
Mekke’den başka, kıble aranırsa
Tartışır yok der, eğer ki okunursa
Bu bilgiyi, veren eser

Arapça olan, ünlü yapıtında
Bu soruları, çok çalıştığında
Şeyhülislam'a, sorup açtığında
Doyurucu bilgi yok der

Bilginlere de, söyler sorduğunu
Bir yere varıp, orda durduğunu
Son bilgisini, bize derdiğini
Söylediği, güzel eser

*
Mizanü’l Hakk Fi İhtiyari’l Ahakk;

…Son yapıtı olan bu esrinde
….Dönemin bilginlerinin tartıştıkları
…..Doğru dedikleri fikirlerle çarpıştıkları
……İlimleriyle yarıştıkları
Konular hakkındaki yazdı düşünceleri
Karşıt düşüncelere öğütler hoşgörüyü
Kavga edercesine bilginler önceleri
Tartışmayın söyledi, bu güzel öngörüyü
………Temelsizdir dedi bunlar
………..Bunun zararlarını vurgular…

Bu eserin sonunda öz yaşam öyküsünü
Yer verip anlatır da, hayatın türküsünü
Anlatmıştır okura, bilinen görgüsünü
Gündüz ve gecelerde, an be an örgüsünü
…Çok ünlü bilinen eserleri
….Söyledim size
…..Yirmi üç eser hepsi, var daha diğerleri
……Hitap eder hepsi bize
…….Bilgi ve belgeye aç ise gönlümüze….

Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey

Feyzullah Kırca
Kayıt Tarihi : 16.6.2010 09:01:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Huseyin Zarar
    Huseyin Zarar

    Bir destan daha okudum kutlarım can dost +10+ant

    Cevap Yaz
  • Ersin Kayışlı
    Ersin Kayışlı

    EMEĞİ YÜREĞİ VE KALEMİ TÜM KALBİMLE KUTLUYORUM. SELAM VE SAYGILARIMLA...

    Cevap Yaz
  • Refika Doğan
    Refika Doğan

    Üreten kaleminize saygı ve dostlukla, Feyzullah Bey...

    Cevap Yaz
  • Ünal Beşkese
    Ünal Beşkese

    Feyzullah Bey,
    Ben bu eserlerinize yorum yamakta dahi,
    kendimi yeterli görmüyorum.
    Zira,bunlar şiir değil bir bilgi hazinesi ve herbiri çok değerli araştırma ürünü.
    Üstelik de,yeni kuşaklara tanıttığı kişiler,ulusumuz için övünç kaynağı olması gerekirken,hak ettikleri oranda tanıyamadığımız değerler...
    Bu çok değerli çalışmanız için teşekkür ediyor,şiiri tam puanımla,sizi saygıyla kutluyorum efendim,

    Ünal Beşkese

    Cevap Yaz
  • Yıldırım Yorulmaz
    Yıldırım Yorulmaz

    şiir dostun dilinde güzeldir
    şiir dostun kalemine özeldir
    şiir şairin yüreğinde gizlidir

    mana mana içinde gizli
    şair bu gizemin bekçisi
    KUTLUYORUM

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (15)

Feyzullah Kırca