Katilin adı evlat,
ne ağır kelime,
anne dilinde bile kanayan.
Bir Güllü geçti bu hayattan,
adı türküydü,
sesi yaraydı,
boğazında memleket düğümlüydü.
Sahneler onu tanırdı,
ışıklar çekinirdi yanına yaklaşmaya,
çünkü Güllü söyledi mi
acı bile susardı.
Bir ömür yoksullukla yoğrulmuştu sesi,
gecekondu kokardı türküsü,
kaderle kavga ederdi
her uzun havada.
Ve bir sabah…
Bir sabah vakitsiz,
şarkısız,
alkışsız gitti.
Bir evlat
tetiğe dokundu,
kurşun annesini tanımadı,
şöhreti ayırmadı karanlıktan.
Güllü düştü…
Sahne değil bu kez,
toprak aldı onu.
Ve herkes sustu bir an,
sanki suç ortağıymış gibi.
Onun sesi hâlâ çalıyor bir yerlerde,
ama artık
içimizi değil,
vicdanımızı yakıyor.
Güllü diyorsun,
gözler doluyor,
çünkü o
her kadının susup da söyleyemediğiydi.
Bir evlat büyüttük biz,
öfkeyle,
sessizlikle,
cezasızlıkla.
Sonra bir Güllü’yü
toprağa verdik.
Bu sadece bir cinayet değil,
bu bir devrin ayıbı,
bir toplumun sustuğu yer.
Analar ağlıyor,
türküler yetim,
sahneler soğuk şimdi.
Ey Güllü,
sen gittin ama
sesin kaldı bize emanet.
Ve ben yazıyorum,
boğazımda düğüm,
elim titrek.
Unutulmasın diye,
adı sadece haber olmasın diye,
bir daha yaşanmasın diye…
Katilin adı evlat yazıldı ya dosyaya,
bizim defterimize
acı yazıldı,
utanç yazıldı.
Bu şiir bir imza değil,
bir yürek sızısıdır,
bir isyandır,
bir ağıttır:
— Kul Ortak der ki:
Bu ağıtın adı “Katilin Adı Evlat”.
KUL ORTAK
Baki OrtakKayıt Tarihi : 31.12.2025 15:41:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!