Bir kartal havalanır, bir tavşan can derdinde
Kaç bulut saysam bilmiyorum
Kaç bulut saysam güneş doğacak
Bu kerpiç evler sanki üstüme yıkılacak
Kerpiç evler üst üste, kapıları boyalı
Kapısında bir Suna, sövesine dayalı
Kerpiç evler üst üste, kapıları boyalı
Suna bu kerpiç evler beni, sanki de öldürecek
Kerpiç evler yan yana, çamur ile sıvalı
Daracık sokakları, su akar kalemince
Köşesinde bir Suna, gülümsüyor hafifçe
Başındaki yazmanın ucu iğne oyalı
Bu sokaklar ne böyle, su iner kemerince
Sırtındaki gömleğin etekleri kanaviçe
Rengârenk ipliklerle işlemiş ince ince
Dağlarının başına kar olup yağsa mıydım?
Ben bir cellat olup da onu avlasa mıydım?
Kerpiç kokulu evde ona ağlasa mıydım?
Ne zaman suya inse beni avcı zanneder
Korkup kaçacak diye ömründen ömür gider
Avcının zalimliği cellattan daha beter
Ölümlü dünya elbet, avcı gider, cellat da gider
Bu kerpiç evlerin de bacaları ne güzel
Yazgının kalemine boya olsam ne güzel
Bütün bu cellatların baltaları kör olsun
Kör olsun avcıların ölümcül emekleri
Cellat avcı değil ki suçu ceylanda bulsun
Bütün bu cellatların baltaları kör olsun
Testisi bakır kalay, ayağı gümüş halhal
Küpesi halka halka, gözyaşında ben varım
Ne zaman suya inse kerpiç duvarlı evden
Rüyası yeşil cennet, kâbusunda ben varım
Kerpiç kokulu evde ben ona bir mezarım
Bahar gören bakışın Ay’ı Güneş gibidir
Güneşe çıkma sakın, gülüşünü eskitir
Suna, ördek yavrusu suya girsin gidelim
Cemre havaya düştü, kar kalkmadan gidelim
Tut elimi gidelim, kerpiç kokulu evden
Ver elini gidelim, katil bacalı evden
02.03.2024 Ehyet DUMLU
Kayıt Tarihi : 31.10.2025 15:57:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!