Daha sabah uyandığımda hissetmiştim,
Bugünün kasvetli olacağını.
Her yeni günle beraber, yüreğimde doğan güneş,
Küsmüş gibiydi bana.
Umudun kıpırtısı yoktu ruhumda.
Her uyanışımda kokladığım fesleğen,
Artık fesleğen kokmuyordu.
Acı, kederli bir tattı damağımda kalan.
Özenle hazırladığım kahvaltımı yaparken,
Yine en sevdiğim şarkıyı dinledim.
Ne kahvaltıdan bir şey anladım ne de şarkıdan...
İçimin sıkıntısı gittikçe büyüyor,
Büyüdükçe beni esiri yapıyordu.
Suratıma yapışmış dedikleri gülümsemem bile terketmişti beni.
Eski neşeli adamın yerinde bir kasvet abidesi!
Öyle bir sıkıntıydı ki bu, oturduğum yersen kalkmak istemiyordum.
Tek amacım bütün gün eski, antika çalar saati izlemekti.
Ne kadar oturduğumu bilmiyorum...
Ama kalktığımda beynimde hala aynı melodi vardı:
“Tik... tak... tik... tak...”
Yavaş bir hamle ile kendimi balkona attım.
Daha doğduğuna sevinemediğim güneş,
Veda etmeye hazırlanıyordu bana.
Kırmızı bulutlar, koyu mavi deniz ve martılarla beraber uğurladık güneşi.
Bir an içime bir huzur doldu, gecenin karanlığına aldırmayan.
Sıkıntı, yerini özleme ve umuda bırakmıştı.
Artık bekleyecek bir şeylerim vardı!
Yeni bir gün ve yeni bir şans! ...
Kayıt Tarihi : 24.9.2002 17:05:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!