Kasrı Şirin'le söyleşi
Artık çocuklar da biliyor petrolün hesabını
Buğdayın ve türkülerin
Ey Kasrı Şirin
Sağalıyor en eski yaralar
Birlikte napalm yanığıyla
Bir kuş iletiyor örneğin
Erivan`dan Senendej`e Zaxo`ya Van`a
İnce titreşimlerle kanadında
O saydam sesini Aram`ın
Sesin dokunuşu bir başka sese
Nasıl da söküyor hüznü içimizden
Harran`ın çözülen sarısını
Serpmişler Urartu maviliğine
Ortası öyle yeşil -tıpkı Mezopotamya-
Kanı anımsatan o tarih bilinciyle
Kırmızının başatığı boşuna değil
Yerlere serili şu Zilan kiliminde
Düğümler birleşince tarih oluyor
Ortasında çizilmiş yanlış haritaların
Karac'dağ duldasına sığınmış üsleriyle
Gözetleme aygıtları uzay boşluklarında
Antenleri radarları ışıldakları
Ayışıksız bir gecede köy evlerinde
Duymuyor konuşulanları
Aşktan ve acıdan da açılıyor olsa
Gelip toprağa dayanıyor söz ille toprağa
Helikopter gürültüsü jet uğultusu
Islatıyor bebelerin kundaklarını
Büyüyünce ama beter öğreniyorlar
Hayatı sevgiyi bir de silahı
Kavramaya başlıyorlar çünkü ıslattıkları
Eleklenip altlarına serilen
O yüzyıllar sömürgesi toprağı
Umudu koydu mu en haklı yere
Artık kadim bir türküyle ışır ortalık
Ara yerde ayrılığın toprağı
Bekliyor nadasta dingin duyarlığıyla
İnceden duyarak kasıklarında
Bir pulluk demirinin dokunuşunu
Çocuklar bildi mi petrolün hesabını
Buğdayın ve türkülerin
Bozulur pusular ey Kasrı Şirin
Umarı tükenir tel örgülerin
Kayıt Tarihi : 25.2.2016 04:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!