bil ki sana türküm
eğreti mahcubiyetler adı altında
kutsanmaya yüz tutan mazim,
imzamın hissi
hasret sana istanbul
gözlerinin pembesi şimdi kurdeleli
yârenleri unutuşların esintisinde
kir tutan
ya da çoktan paslanmış bile
ayak parmaklarım
gezmeye görmeye ara semtlerini
gözlerinin rengini dahi anımsamazken
yüreğinin gediklerini kapamak için
daha kaç sevda gerek ki? ...
tüm elde varlarım
belime dolanan gurup rüzgârı
ve elbette sevdan istanbul
özlemine sığınmaktan
tüm köşelerimi kaptırmaya isyanım
kur düşlerini
seni almaya geleceğim sözüm olsun
istanbul
adın bana kalmış
ben sana...
boğazına damlamasın sesim
denizin yanmasın, bil ki
vedalarını özlemekten marizim
yalan istanbul
sana hiç garezlenmedim
Kayıt Tarihi : 28.4.2005 20:32:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Seçkin Tok](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/04/28/kasit.jpg)
TÜM YORUMLAR (2)