Ne garip bir dünya bu, seversin eller alır,
Eller de kıymet bilmez, sevdalar ziyan olur,
Kurur dökülür güller, gazel olup zamanla,
Geriye yüreğinde, bir ince sızı kalır.
21 Kasım 1990 – Çarşamba / Bilecik
..
Bazen tatlı bir hayal, bazen yürekte sızı,
Bazen çölde bir serap, bazen denizyıldızı.
Türlü eşkâle girip, her daim karşımdasın,
Gitmedin gözlerimden, sen hala komşu kızı!
18 Kasım 1989 – Cumartesi / Ödemiş
..
Aşkıma karşılık ver, gönlüme bayram olsun!
Senden gayrı seversem, gençliğim haram olsun!
Başka birisi varsa, gönlünde gizlediğin,
Vur hançeri kalbime, ölmeye yaram olsun!
Kasım 1986-Ankara
..
Kapıldım gidiyorum, dönerek bir girdaba,
Kulaç atsam nafile, boşunadır her çaba,
Alnıma yazan yazmış, kader denen yazıyı,
Burda bir şey görmedim, orda ne var acaba?
17 Kasım 1984 – Cumartesi / Ankara
..
Başucumda yanıyor arda kalan en son mum,
Karanlık bastı basar, tükendi son umudum.
O bile yanar bana, ağlar halime bakıp,
Çöküyor gözlerime, artık ebedi uykum.
21 Kasım 2006-Salı /İzmir
..
Haydi öyleyse durma, çok geç olmadan vakit,
Bir an evvel yola düş, ardına bakmadan git.
Al götür her şeyini, ne varsa sana dair,
Bir tek hasretin kalsın, o yalnız bana ait.
13 Kasım 1985- Çarşamba / Ankara
..
Gel bu sevdayı gönül, bırakalım Mahşere,
Yalvardık yetmedi mi, bunca yıldır kaç kere?
Her defa boynu bükük, döndük hep kapısından,
Belli ki hiç ümit yok; biçareyiz, biçare!
19 Kasım 1984 – Pazartesi / Ankara
..
Çok şey var anlatacak, hangisinden başlasam?
Gam yemezdim bir kere; hata, kusur işlesem.
Sen bana çok çektirdin, af dileme faydasız,
Bil ki Tanrı affetmez, farzet ben bağışlasam.
9 Kasım 1987-Pazartesi / Ankara
..
Görmüyor musun gönül, açık seçik besbelli,
O yar başka birini seviyor işte deli,
Yalvarıp yakarmalar, pek bana göre değil,
Serde yiğitlik vardır, terk-i diyar etmeli.
3 Kasım 1988-Perşembe /Ankara
..
Soyadım Kocadağ’dır, adımsa malum İzzet,
Şairim; şiir yazmak, sayılırsa marifet,
Kimseyle hesabım yok; başım dik, bağrım açık,
Bir Tanrı’ya borcum var, o da candan ibaret.
1 Kasım 1988 – Salı / Ankara
..
Dönmem bir daha geri, bunu böyle iyi bil,
Boş yere hiç yalvarma, çekil önümden çekil,
Adını bir kez daha, anarsam da namerdim,
Bir hiçsin benim için, artık sevgili değil.
4 Kasım 1984 – Pazar / Ankara
..
O da senin gibi etten kemikten mamul,
Ne melek ne de peri, herkes gibi o da kul,
Aşkına bir karşılık vermediyse ne çıkar,
Bir gün başka bulursun, geç bu sevdadan gönül…
1 Kasım 1984-Perşembe / Ankara
..
Katlanmışım ezelden, dünyanın her gamına,
Gizlemişim seni ben, mazimin her demine.
Git yolun açık olsun, kara gözlüm elveda!
Bundan sonrası hicran, geldik yol ayrımına.
(Kasım 1988 – Ankara)
..
Vurulur da Mehmedim, geride yetim ağlar,
Anası kan uykudan, uyanır kara bağlar.
Can verip yılmamışız, biz bu vatan uğruna,
Her zaman ayaktayız, yıkılsa ulu dağlar.
Kasım 2007 - İzmir
..
Yitirdim artık seni ebedi biliyorum,
Gönlümün defterinden, adını siliyorum.
Bu sayfa boş kalacak, bil ki Mahşere kadar,
Seni nasıl kaybettim, kahrımdan ölüyorum.
25 Kasım 1990 – Pazar / Bilecik
..
Boşta bulundum bir an, gelip kalbime daldın,
Ne oldu bilemeden, aklımı baştan aldın.
Öldüm öldüm dirildim, sır tuttum hep aşkımı,
Kimseye diyemedim, içimde saklı kaldın,
14 Kasım 1988-Pazartesi /Ankara
..
Güle güle sevgili, haydi git güle güle,
Bekleyenin yok artık, geriye dönsen bile.
Yarın ben de giderim, kalamam buralarda,
Dönmem billahi artık, arama hiç nafile…
5 Kasım 1984-Pazartesi / Ankara
..
Ölüm bir kara gurbet, dönmüyor hiç bir giden,
Belki toprağa dönmek, belki doğmak yeniden,
Gizemli bir yolculuk, söylenceler içinde,
Sanki yazılmak için, yeni bir sayfa kefen.
19 Kasım 2007 – Pazartesi / İZMİR
..
Sen de haklısın dostum; yol uzun, iniş-yokuş,
Hayat bir mücadele, boğuş hababam boğuş.
Boş ver dönsün be dünya, hangi yöne isterse,
Kader deyip çekeriz, başa geleni Durmuş.
25 Kasım 1989 – Cumartesi / Ankara
..
Aşkına köle oldum, elinde mutluluğum,
Her şeyimi terk ettim, bir sensin varım yoğum,
Eğer ki senin için, bir anlamı yok ise,
Azat eyle gönlümü, bitsin kula kulluğum.
12 Kasım 1987-Perşembe/ Ankara
..
Geç şöyle de karşıma, sür taşını Hüseyin,
Yenilince kızmak yok, dedim bak peşin peşin,
Ye bakalım taşımı, yüklenip sağdan soldan,
Bilesin ki damaya çıktığımda zor işin.
17 Kasım 1990-Cumartesi/Bilecik
..
Ne vardı mümkün olsa, dönebilsek yeniden,
Hayal olmuş yıllara, aynı can, aynı beden.
Beynimin eleğinden, geçiyor tüm anılar,
Süzdüğüm mazi değil, mazi içindeki sen.
16 Kasım 1990 – Cuma / Bilecik
..
Bu son olsun vefasız, daha gelmem kapına,
Bul başka yar diyorsan, son sözün buysa bana,
Kolay olsaydı öyle, unutup başka sevmek,
Bırakıp gelir miydim, gururumu bir yana.
23 Kasım 1984- Cuma / Ankara
..
Artık el oluyorsan, dönüşün yoksa geri,
Lütfedip son arzumu, yerine getir bari.
Ardından yıllar boyu, ağlamaktansa eğer,
Bir an evvel öleyim, vur bağrıma hançeri.
15 Kasım 1988-Salı / Ankara
..
Ben zirvenin başından yuvarlanmış bir taşım,
Alçaklarda duramam, ondan ağrıyor başım.
Ait olduğum yere, çıkıp oturana dek,
Sürecektir bilinsin, bin yıl geçse savaşım.
27 Kasım 1987 - Ankara
..
Ölüm bir sır perdesi arkasına yolculuk,
Gidenlerin hepsinin, elleri, yüzü soğuk.
Bilinmez kim karşılar, varılan son durakta,
Giden geri dönmüyor, ötesi meçhul ufuk…
13 Kasım 2007-Salı / İzmir
..
Menfaat yaman şeydir, bilmez misiniz hocam?
Haksız yere kaç kişi, edindi servet makam.
Ha etini yesinler, ha hakkını insanın,
Hepsi bir kabileden, kimisi modern yamyam.
29 Kasım 2010
..
Bir başka âlemdeyim, bilmem hangi gezegen?
Bu koskoca kürede, bir sen varsın, bir de ben!
Gözüm bir şey görmüyor, senden başka vefasız!
Her nesnede hayalin, ne haldeyim bir bilsen?
11 Kasım 1986 - Salı / Ankara
..
Kendine gel yiğidim, bir kız mı yenildiğin,
O da etten kemikten, senin gibi bildiğin.
Aşkına boyun büküp, esiri olmaktansa,
Vur hançeri kalbine, duyulsun mert öldüğün
9 Kasım 1984 – Cuma / Ankara
..
Neylersin gönül işte, dinlemiyor nasihat,
Sevme desem de sevdi, bende midir kabahat.
Bir dinleseydi beni, ilk ateş düştüğünde,
Belki söndürebilir, yanmazdık böyle heyhat!
3 Kasım 1987-Salı/Ankara
..
Giden gitti bir kere, çare değil ağlamak,
Yazık gözyaşlarına, gönül feryadı bırak.
Belliydi her halinden, aklı yaban eldeydi,
Sevmemeliydik baştan, bize bu hal müstahak.
1 Kasım 1990-Perşembe/Bilecik
..
Koyun beni mezara, ağlaşmadan başımda,
Gömün kara toprağa, daha bu genç yaşımda.
“Bir murat alamadan, geldi geçti dünyadan”,
Yazılsın son arzumdur, mermer mezar taşımda.
15 Kasım 2010-Pazartesi/İzmir
..
Uyandım rüya imiş, seninle her hatıram,
Bana bu aşk yasakmış, seni sevmem de haram.
Asi olamam asla, Tanrı böyle hükmetmiş,
Varsın hiç kapanmasın, senden kalan bu yaram.
22 Kasım 1989 – Çarşamba / Ödemiş
..
Hüzün mü koydun bugün, kadehime ey saki!
İçtikçe o geliyor, karşıma hep inan ki.
Dalıp gidiyor yine, gözlerine gözlerim,
Nefessiz kalıyorum, zaman duruyor sanki.
15 Kasım 1988-Salı/Ankara
..
Dün bir rüzgâr getirdi, kokunu buram buram,
Kabuk bağladı derken, kanadı eski yaram.
Dalıp gittim bir ara, çıkageldin karşıma,
Canlandı gözlerimde, seninle her hatıram.
8 Kasım 1990-Perşembe/Bilecik
..
Unut her şeyi gönül, geçmiş geçmişte kaldı,
Farz et yaşadıkların, dinlediğin masaldı.
Onlar erdi murada, biz kaldık boynu bükük,
Soldu pembe haller, yerini hicran aldı.
29 kasım 1990-Perşembe/Bilecik
..
Bu sabah yine gördüm, musallada bir tabut,
İçime buhran çöktü, başıma kara bulut.
Bundan sonraki turun, yolcusu kim acaba?
Bu kadar yakındayken, gel de ölümü unut!
27 Kasım 1989 – Pazartesi / Ödemiş
..
Hayat boşa bir nefes, artık canansız canda,
Hükmüm idam yazılmış, elindeki fermanda.
Ben zaten bir ölüyüm, gönlümden vurulmuşum,
Cellat çek tabureyi, boynum kalsın urganda.
13 Kasım 1984 – Salı / Ankara
..
Ne Kerem sevdi böyle, Aslı’yı benim kadar,
Ne de Mecnun Leyla’ya, yandı bilesin ey yar!
Gizledim yıllar yılı, yüreğimde adını,
Diyemedim kimseye, içimde bir yangın var.
20 Kasım 1988 - Pazar / Ankara
..
-Kasım’a-
Sen beyit düz, ben dörtlük; nasılsa postu serdik,
Geçmek için ya sihir, ya da gerek bir tılsım,
Ne formül ezberledik, ne derse kulak verdik,
Rakama ilgimiz yok, ne yapalım be Kasım.
Nisan 1983 / Ödemiş Lisesi
..
Bir okyanus misali uçsuz bucaksız derin,
Baktıkça dalıyorum pek hülyalı gözlerin.
Gönlümü tutsak ettin, ilk gördüğümden beri,
Her kahrına amenna, artık senin esirin.
1 Kasım 1986 – Perşembe / Ankara
..
Yazmadın üç kelime, o sayfa hep boş kaldı,
Yıllarca gözlerimde, kurumayan yaş kaldı,
Saçından bir tel düşmüş, neyse ki arasına,
Hatıra defterimde, her bakışa düş kaldı.
28 Kasım 1984 – Perşembe / Ankara
..
Gün gelir biter her şey, bir hiç olur sonunda,
Sendeki bu güzellik, bendeki kara sevda,
Bahar geçer yaz geçer, ömrün hazanı kalır,
Sararır pembe düşler, son söz olur elveda.
15 Kasım 1985 – Cuma / Ankara
..
Gönlümü gözlerinde, tuttun yıllarca rehin,
Salmadın bir gün bile; kul, köle, esir ettin.
Sonra azat eyleyip, kendin gittin gurbete,
Ne diyeyim vefasız, o da senin tercihin!
18 Kasım 1990 – Pazar / Bilecik
..
Bir bak da şu halime, can çekişen canı yaz,
Hançer yemiş yüreğim, tenden sızan kanı yaz,
Madem el oluyorsun, atıp imzanı artık,
Aynı kalemle bir de, katlime fermanı yaz.
3 Kasım 1988- Cumartesi / Ödemiş
..
Sen misin, yoksa yine hayalin mi gördüğüm?
Bir tatlı gülüşüne, kanıp gönül verdiğim.
Her bakışın bir ilmek atıp geçti gönlüme,
Birikti yıllar yılı, şimdi hepsi kördüğüm.
13 Kasım 1989-Pazartesi/Ödemiş
..
Nasip bu bilemezsin, olur veyahut olmaz...
Çırpınma ey yüreğim, belki de ettiği naz.
Kaderinde ne varsa, çıkar önüne bir gün,
Nasipten ötesi yok, sabret bakalım biraz.
22 Kasım 1987-Pazar / Ankara
..
Karar almış divanda, Sultan, vezir, ulema,
Sefer ola mağribe, yol göründü orduma.
Kılıçları çekmişiz, aynı anda kınından,
Zafere ant içmişiz, hedefte Kızılelma...
17 Kasım 1988 – Perşembe / Ankara
..