KASIM KASIRGASI
……………………………………………/yazın son deminden tutunan
……………………………………………/Eylül’e hazan yüklenirdi hep
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
vedaların kıyısından baktım yaşama,
alabildiğine Kasım…
siz, koyaklarda saklanırdınız
dinmesi için boranı gözlerdiniz
beklenmek ne zaman ağırlaştı unuttum
ya da hatırlamak istemedim
unutmak istedim
gerçekle yüzleşmemi
gece ile gündüzün raksında
dem vurulan mektuplar
ah o gönderilmemiş mektuplar…
can çekişirken ruhum
kesmeliydim köklerimi
gözlerim zehirden ağ
sözlerim ağu
aktıkça içime, zakkumlar çiçeklenirdi
dillenirdi kalemim
anlar mıydınız?
çok çok harikaydı.....saygılar
güzel ve içten dizeler yaşananlar ancak bu kadar güzel anlatılırdı herhalde saygı ve selamlarr
süper bir şiir olmuş söylenecek tek söz yok kutlamaktan başka yaşamın hep şiir tadında olsun sevgili şairim sevgilerimle
Şiirinizin kendisi çok güzeldi ancak ben en çok öykü bölümünü beğendim.
Duygularınızı çok güzel bir şekilde açıklamışsınız.Kutlarım ancak 'Ellerim yalızlık ekürüsi' dizesini gerek anlam gerekse kullanılan Fransızca sözcüğün anlamı yönünden üzel dizelerinize uymamış.Elbette bu benim düşüncem..Ben katkı olsun diye belirttim..
Yorumların biraz da çok güzel olmuş şklinde değil açıklayıcı olması gerekir diye yazıyorum..
Çalışmanızı zevkle okudum..
................................
siz, Kasım kasırgasını yaşadınız mı efendim?
talan olmuş damları, bacaları
kaçışan kuşların ağlayışlarını
anaların feryatlarındaki hicranı
bir daha ürün veremeyecek toprağın çığlığını
bilir misiniz?
kadere yenildiniz mi?
kader Kasım'da vurdu mu sizi?
Çok güzel Rengin Hanım,yüreğine sağlık,kutluyorum seni ve şiirini saygı ve sevgilerimle
yazın son deminden tutunan
Eylül’e hazan yüklenirdi hep
oysa ne kadar masumdu…
_____________Suçlu Kasımdı sanki. Önünden Eylül ve Ekimi göndermiş kolaçan ettirmişti mevsimleri, günleri.
Yorumdan ziyade ardıma yaslanıp defalarca okumayı istediğim bir şiir ki bunu tarzıyla duruşu ile hak eden bir çalışma olmuş.
Kasım'a her yürek şiir yazamaz, her yürek Kasım'ı yazamaz.
Kutlarım Abla
Mustafa Çelebi ÇETİNKAYA
Sevdiğim bir şarkının eşliğinde okurken şiiri yaptığım yolculuk biraz daha hüzüne bulandı...Bu kez suçlu Kasım...Yarın...bilmiyorum...belkide mevsimler olacak aya dönüşmeden..Asaletli bir gidişe bakıp sessizce takdir etmekmi yoksa toprakta başını yükseltmeye çalışan umuda merhaba demekmi...Her ne kadar hüzün sularıyla büyümeye çalışsada...Biliyorum sevgili arkadaşım..Kastın Kasım değil...İnan benim hiç değil.....
Sevgilerimle..
dönüşsüz gidimler, yaşanılmış bitimler her zaman hüzün rürgarlarını estirir içimizde, kızıl baharları oluşturur her mevsimde , güzel anlatımınız ve paylaşımınız için teşekkürler..
KASIM KASIRGASI
……………………………………………………………/yazın son deminden tutunan
……………………………………………………………/Eylül’e hazan yüklenirdi hep
……………………………………………………………/oysa ne kadar masumdu…
ay Kasımdı, ben gittim
ardıma bile bakmadan üstelik
benden kalanları toplayıp
elimde küçük bir çantayla
hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı
kesikler asla kapanmayacak
aşk izim her yağmurda sızlayacak
her baharda ağaçlara imrenecektim
adım okundukça her duada
şiirlerim dağlayacaktı yürekleri
yine de gittim
serinliğin kol gezdiği akşam saatlerinde
ıslık tizinde hüzündü ellerim
ellerim, yalnızlık ekürisi
ellerim, portakal çiçeği
üstelik bahçelerin kokusu sarmıştı şehri
her yaradan ölüm sızıyor
sevda güz kanıyordu
dikenli telle örülü yollar
ah o öldürülesi yollar…
hep beni kesiyor
hep beni çekiyordu girdap
yine de gittim
vedaların kıyısından baktım yaşama,
alabildiğine Kasım…
siz, koyaklarda saklanırdınız
dinmesi için boranı gözlerdiniz
beklenmek ne zaman ağırlaştı unuttum
ya da hatırlamak istemedim
unutmak istedim
gerçekle yüzleşmemi
gece ile gündüzün raksında
dem vurulan mektuplar
ah o gönderilmemiş mektuplar…
can çekişirken ruhum
kesmeliydim köklerimi
gözlerim zehirden ağ
sözlerim ağu
aktıkça içime, zakkumlar çiçeklenirdi
dillenirdi kalemim
anlar mıydınız?
BEĞENEREK OKUDUM ŞİİRİNİZİ...KUTLARIM KALEMİNİZİ...SELAMLARIMLA 10 TAM PUNIMI GÖNDERİYORUM...SEVGİYLE KALIN...SAYGILARIMLA...İBRAHİM YILMAZ.
hüzünler yumak yumak,duygular katmer katmer,aci katlanarak büyümüs,keder,den örülü bir kefen,bic bicebilirsen,giy giyebilirsen.dört ayagi üzerinde sapa saglam duran ,fevkaledenin fevkinde cok güzel bir calisma idi .bu güzel dizeleri yazan kaleme selam olsun...bizden tam puan....
selam ve dua ile.
Bu şiir ile ilgili 57 tane yorum bulunmakta