Kökünden koparılmış moloz yığınlarıydı
Siyah beyaz fotoğraflar ki onlarla dolu doluydu albümler
Parazitli iç çamaşırları yırtıp atar gibi yaptık
Manşetler yaza yaza çoğalıyorken tam da orta yerde yağız delikanlıların
Beşinci çocuğunu doğuracak Jasmine’sini kutsadık.
Barmen meşin deri içindeki şampanya kadehlerine nereden aşırıldığı
Bilinmeyen rayihalar katıyordu.Kaç gülümseme oracıkta çetleşiyordu
Miadı dolmamış gecelerde.
İkibinondördün kasım sonlarından bir gün.
Bezirganlığı uykuya yeğleyen bozkır ortasındaki başkentte.
Durmaksızın anlatılabilecek yarenlikler stoklanmalıydı
Ölüm sonrası çekilen kurada yedekten çıkan aziz peder’e.
Ve dirlikten el ayak çektiren süslülerin at kişnemeleriyle şaşalandırdıkları
Topraklarda ölüm kol gezmedeyken ve hatta aynı saatlerde kuzeyle güneyin
Sevişmelerini kan boyarken…
İmgelerin yaldızlı kaldırımlara ayak basmasının yasaklandığına
akşam suları tanıktır
Vip patentli düzenbazların ‘al gülüm ver gülüm’leri,yalancı gülümseyişlerin
Şükredilmiş yaşamları da tıpkı öyle sitayişle düşülecektir
Esas duruşunu kaçınan yalancı tarihe.
Çoktandır alışık olmadığımız temennaları derledik topladık gökleri delen
Şerefelerin, asırlık çınarların medeniyet ışıklarını yansıtan görkemlerinden
Saray bahçelerimizi akşamsefalarıyla beneklendirdiğimiz için şükrettik.
Açlığın kol gezdiği merdiven altı loşlukların yüzüne indirdik peçeleri.
Seslerin kestik sokakların kanat çırpmalarına izin vermedik güvercinlerin
Gazete kağıdı bile bulamadık şarampole savrulmuşların üzerine örtmek için…
Bir süreliğine dilimize düşürmedik duaları
Yalım gövde gösterilerini seyre mahkum edilirken susturulduk hep birlikte.
Edemedik,bastık ağızlar dolusu küfrü dilimiz döndüğünce
Şiirlerimizin yerine…
biraralıkikibinondört
Necdet ArslanKayıt Tarihi : 1.12.2014 11:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Necdet Arslan](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/12/01/kasim-gong-lari.jpg)
Her gün, bir öncekini unuttururcasına 'gizli, kapaklı, netameli' gelip gidiyor...
Papaz ile müftü veya bir cemaat lideri yan yana durdu diye boy boy fotoğraflar... Sanırsın ki 'yeni bir din keşfedildi', haçlı haçlılığından vazgeçti...
Ülke gündemi böyle de 'sıradan insanlarınki' farklı mı?
'Bul papazı, al parayı' havasında herkes.. Ya da 'çal oyna...'
Tebriklerimle Necdet...
Bezirganlığı uykuya yeğleyen bozkır ortasındaki başkentte.
Durmaksızın anlatılabilecek yarenlikler stoklanmalıydı
Ölüm sonrası çekilen kurada yedekten çıkan aziz peder’e.
Harika bir tanımlama. Yedekten medekten. Sonunda hristiyan aleminin dini lideri oldu ya adam!... Önemli olan o. Ne mutlu bize. Böylece ülkemizi üç papa ziyaret etmiş oldu...
Türkiye’den 3 Papa daha geçti
28 Kasım 2014 Cuma - 2:30
Türkiye’den 3 Papa daha geçti
6. PAULUS-1967: Ayasofya’da dua krizi
İlk ziyaret 1967 yılında Papa 6. Paulus tarafından gerçekleştirildi. Papa’yı Yeşilköy’de Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ve Başbakan Süleyman Demirel karşıladı. Tören sırasında İstiklal Marşı okunurken Papa 6. Paul’un şapkası rüzgar yüzünden uçup yere düşmüş ve uzun süre kimse kaldıramamıştı. Papa, ziyarete sansasyonel boyut kazandıran beklenmedik bir davranışta da bulundu. Ayasofya ziyareti sırasında ana altarın önünde diz çöküp, 1 dakikaya yakın dua etti. Bu dua kriz yarattı.
16. BENEDIKT-2006: Camide dua etti
Türkiye’yi ziyaret eden 3. Papa Alman Benedikt oldu. 28 Kasım 2006’da gelen 16. Benedikt, kendisine camiyi gezdiren İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı ile birlikte kıbleye dönerek bir süre dua etti. Bu dua bazı Hristiyanlarca hoş karşılanmazken, dinlerarası diyalog açısından önemli bir jest olarak da görüldü.
Gazetelerden haberler. Kimse, kapalı kapılar ardında hangi tavizlerin verildiğini, sorgulamıyor, ekümenik, ruhban okulları konusundaki gelişmeleri araştırmıyor. Ne diyelim?... Hoş gelmiş, çok hoş gitmiş.
Kutlarım öğretmenimin güne, gündeme ışık tutan kalemini. Nicelerine diyorum..Esenlikle...
TEBRİKLER Sn. ARSLAN
TÜM YORUMLAR (3)