Bursa ÇHD Lokali için…
Mekanları mekan yapan insanlarıdır o insanlar olmazsa,mekanlar bir hiçtir,,
KARTAL YUVASI
Üzerimdeki asırların tozudur
Gözyaşımı silsem mendilim kanar
Yüzümdeki şu çatlaklar yokmu? ah!
Yıkayıp arıtır belki de, rüzgârlar yağmurlar
Yüksek tepelerde sürüngenler ve şahinler yaşar
Göğün gümüş deltasında yüzer kartalla
Sürüngenleri sevemedim bir türü
Bir de erkek türümü
Akbabaları kokusundan tanırım
Kuzuyu kurda bırakmam…
Kibir koyu karanlık kuyudur
Hoşgörüsüz devleri saklar yeşil taşlarında
Küçüldükçe büyürsünüz aslında…
İşte belalarıyla çöküyor üstüme gece
Yılanmış gözlerime sinmiş yılanmış dehşetim
Kan kokusu alıyorum anılardan
Hangi kulağı kesik kaldı şimdi
O eski külhanlardan?
Sizi gidi çömezler sizi!
Ulan size mi kaldı caka satmak!
Önünüzde rakıyı unutup da, masaya su katmak…
Eğer içkiyi kaldıramıyorsanız
Ağzınızdaki sütle kalsaydınız…
Biz çoktan geçmiştik o zifrit sokaklardan
Hem de avuçlarımızda ışığı taşıyarak
Üstelik ürkütmedi hiç bir şey bizi
Ne kadar vurulup yaralansak…
Ve parmaklıklar ardında
Racon keser volta atar bitirimler
Yumurta topuk ayakkabılarıyla
Ceketleri yarım asılıdır omuzlarında
Bellerinde falçata kirli vicdan kıllarıyla
Ellerinde tespih gözleri haplanmış bıyık buranlar
Allah kurtarsın diye gün sayarlar…
Eğer namus saymışsak kavgayı
Teslimiyetin halkasından geçmeden
Esir düşmekte var zerde…
Tutkuluysan bir sevdaya
Bir de afişe düşmüşse adın.
Dağları cesur adımlarla okşamalısın
Bakın çocuklar!
Nice yangınlar görmüş gözlerim
Nice sıratlardan geçmişim
Artık ne yargıçlar kalem kırabilir beynimin hücrelerine
Ne de bileğimi bükebilir şimdiki delikanlılar…
Ben ki bütün zamanları
Yumruğumla devirmişim ömrümden
Gölgem düşünce gözlerinizin içine
Elbette kalkıp elimi öpersiniz,
Daha ilk sözcük söylenmeden hem de…
Caddelerde bir karnaval
Aşağıda taşıyor coşku selinden
Gece sarhoşluğunu dışarı kusuyor ha bire
Korna sesleri sesimi boğacak
Silahlar atılıyor olmadık yerde
Durun hele biri vurulacak!
Yollarda karanlığıma yıldız eken aşklarım var
Vakit henüz erken, kaldırımlardalar
Hele biri var ki, içlerinde
Serçe telaşı ve merakıyla, adımları yorgun…
Son demleri vuruyorum
Gece ayıldı ve çıkardı maskelerini
Caddelerin nabzı henüz dindi
Şimdi sokaklar biraz daha yakın…
Herkesin bir sofrası var demiştik, üstelik gölünün ortasında
Sıcak dizeler getirdim her birinize!
En dinç anılarla şairler ülkesinden
Bir de, şu aranızdaki güzeller yokmu ah!
İçimi yakan
En üzgününüz aşk vurgunu
Hıçkırıkları göğsümün üstünde sönerken
Gülerek çıkıp gitmediler mi? aklın sesiyle bu yerden…
Kanım kaynamışsa her birinize şiir ekerken yüreklerinize
Hanımlar! Öpücükleriniz, bahşişlerimdir bilesiniz!
Ayağa kalın sevenler ve sevilenler
Şimdi son replik kaldı alkışlanacak!
Gönül kapısıdır bu, hiç kapanmayacak!
Ayhan Sarıoğlu
15.10.2001
Kayıt Tarihi : 11.1.2007 23:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!