Büyük ve kirli elleriyle
Dokunmaya kıyamıyordu
Üzülür; belki kırılır
Küçük o daha; incinir
Yaban otlarını temizlerdi
Yaşamak onun hakkı
O geniş kanatları açılır
Sıcakta güneşten
Soğukta rüzgardan...
Yüzü, o bembeyez yüzü
Solmasın diye, her sabah,
Bilmem nerden getirirdi suyunu
Diğerinin keyfi yerinde
Bükülmesin diye incecik boynu
Canını gagasına takan
Kokusunu duymayıp başkasının
Kırıp yakasına takmayan
Ne kadar tutmuştu oyunu
Gözlerine dahi bakamayan
Kurudu toprağın suyu
O illet temmuz ayında
Nehirler, ağaçlar,denizler kurudu
Aman! O canım yaprağın
O ve herkes uyuyunca
Sessizce ağlıyordu geceleri
Tek gören bülbül, zevkinde
Ağladı...
Ağıt... gözyaşı...su...
Gözyaşlarıyla verdi suyunu
Başka bir gece yaklaşınca
Daha iyi içsin diye yaşını
Dikeni battı
Yara... kan...su...
Kanıyla verdi suyunu
Geçti- gitti temmuz
Herkesler gibi O da bülbül bildi
Ölüm toprağında kendisine can vereni
Kırmızılığını aldığı kanı
Yaprağının canlılığını
Bülbül'ü...
Ey be deli kartal, deli
Yaşıyor bak çiçeğin, yaşıyor
Ne olur bilmese sanki,bilmese
Ne olur sevmese seni,sevmese
Sen bir kartalsın ayakta tut kendini,ayakta
Herşeye katlandı katlandı da
Okyanuslar gibi sevgisi dururken
Herzaman başucunda
Umrunda olmadığı birini sevdi diye
Dayanamadı
Dayanamadı
Bıraktı herşeyi orada
Ve o hala dağlarda yaşıyor
Kimseler görmesin diye
Yıkılmışlığını yanağında
Ve o hala bir yara taşıyor
Yükseklerde...
O en zirvelerde...
Yalnız ölebilmek için
Ama ey benim canım Allah'ım
Ne yaptı ki O şimdi sana
Cezası: yaşamak üç yüz sene
Kayıt Tarihi : 3.6.2004 14:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İsmail Şahin](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/06/03/kartal-yarasi.jpg)