Karşılaştığım insanların gerçeği! ...

Birkaç kadeh içmek istedim bu gece; biraz dağıtmak, seni.
Taksim Sanat'a mı gitsem, bir başka yere mi diyorum?
İstiklal'in başından, sonuna yürüyorum.
Lokantanın önündeki kalabalığa takılıyor, gözüm
Tünel'den çıktığım sırada.
Kiminin elinde tencere, kiminde poşet insanların.
Verilecek ne ise razı
Ön sıralar için itiyor güçlüler, zayıfları.
Küçük bir komi görünüyor, birden kapıda, 15'inde, ya 16 sında.
'Geçin sıraya' diye bağırıyor.
Tamam diyorlar, bir ağızdan tamam abi,
Herkez tek sıra ip gibi.
Büyüklük edasıyla daldırıyor, küçük komi ilk kepçeyi
Yemeği alabilenlerin yüzünü görmeni isterdim.
Sanki ilk kadehi orada içiyorum, biraz dağıtıyorum; seni.
Ey, beyin oğlu ne güzelsin bu gece,
Işıl ışıl parlayan yüzünün ardında gizlediklerin,
Soyunuyor, yürüdükçe...
Galatasaray'da, tam da meydanda çevirdi etrafımı,
Küçük elli, kirli yüzlü, sevimli bir kaç tinerci.
Sözcüleri konuştu; sadece...
'Abi sevdiğinin baaşı için, bir çorba parası'
Saklamaya çalıştığı bali poşeti düştü, yere.
Titrerken dudakları...
Milyonu alınca baygın gözlerindeki parıltıyı görmeni isterdim.
Biraz da ben kokladım sanki, yavaş yavaş dağıtıyorum; seni.
Çiçek pasajında ise; birbiri ardına vuruluyordu kadahler,
Fasıl, fasıla; koku kokuya karışıyordu,
Meşk ediyordu, beyin oğlu;
gizlediği gerçeklerinden kaçıyordu.
İki travesti çıktı, sokağın içinden
Ağa camisinin az gerisinden
Silikonlu göğüslerini açtı biri.
Et pazarında mallarını sergiliyor gibi...
Aslanım dedi kükreyen sesiyle,
'Ne yaparsan yap beş milyon.'
Çöp topluyordu bir kadın, tam karşılarında
Kadın olduğu dahi farkedilmiyordu.
Oralı bile olmadı, dönüp bakmadı.
Plastiklerle, teneke kutuları ayırmaya kaptırmıştı kendini.
Arka cebindeki kanyak şişesine takıldım.
Bir fırtta ben aldım; sanki.
Dün gece İstiklal Caddesi'nin, İstiklal'ini kutladım sensiz.
Gözlerimde karşılaştığım insanların gerçeği vardı
Sarhoştum, iyice dağıttım.
İçseydim de böyle dağıtamazdım.
Sende yoktun içimde o sıralarda
Sen bile dağıldın.