bir yol ayrımında karşılaşan
iki farklı yalnızlıktılar onlar
- sadece bakıştırlar
yüzünü çevirdi kadın
erkek birkaç adım attı
- tedirgin!
(gözbebekleri hiç oynamadı)
sesleri kayboldu birden gizlediklerinin
zaman sanki ağırlaşmış gibi yürüyordu kadın
(bakışlarını namusu gibi taşırken)
erkek düğümlenmiş kelimelerini çözemedi
birkaç adım uzaktaydı sadece
yıllardır beklediği o kadın
karanlık büyüdü o zaman dilimi büyüdü
bir anı girdi araya geçmişten ta geçmişten
‘bir ay doğdu kaşlarının arasında kadının
sonra gün rengi teninin denizde batışı’
kasımda bir şarkı olmuştu artık
kirlenmiş gelinliğinde
unutulmuş bir aşk-ı giyen kadın
her adımda bir mevsim öne geliyordu sanki
o birkaç yıl birkaç gün oldu önce
sonra birkaç dakika ve şimdi birkaç adım
evet birkaç adım uzaktaydı sadece
yıllarca beklenen o kadın
sandılar selamlaşacaklar
kalbi durmuyordu çünkü adamın
gel - di derken
geç - ti giti sessizce kadın
ardında tonlarca soruyu cevapsız bırakarak
o çardakta uzun uzun öpüşmek
üzerinde leke leke duruyordu artık kadının
soluksuz sevişmeleri pansiyon odalarında;
tenindeki kasılmalara karışıyordu adamın
bir kapı aralığından kızlığını izlemek gibi
canını acıtıyordu artık
koynundan ayrıldığı o erkeği
uzaktan görmek kadının
(bir fincan kahvenin bile
kırk yıl hatırı vardı da
kahverengi gözlerini
fersah fersah yudumlamanın
hiç mi hatırı yoktu be kadın) ?
saatlerce olduğu yere yığıldı adam
uzun uzun sustu uzun uzun
sokak boşalmıştı çoktan
sanki tanımadı dedi
(tanımamasına ihtimal yoktu)
hiç değişmemişti çünkü gözbebekleri adamın
geçti gitti sessizce kadın
ayrıldılar
iki bilinmeyenli denkleme döndü yalnızlıkları
derken bir sabah baktılar
ne onlar kaldılar hatırladıkları
ne de hatırladıkları başkaları
ayrıldılar
bir daha görseler bile birbirlerini
hiç tanımadılar
Kayıt Tarihi : 8.5.2014 12:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!