Avlanın sandalında ayağı yapışıp kaldı
Nasılda görmemişti ardında bıraktığı yılları
Uyuya kalacaktı neredeyse bakarken geçmişe
İrkilmeseydi birden yalnızlığın kasvetiyle
Karşıki dağlar ah karşıki dağlar
Sapsarı olurdu buğday başakları bu zamanlar
Yakaşamazdı yanına ağaç,çakırdiken şehmelik sarmaşık
Evimin duvarına avlunun,kapısına tarlamın kıyısına
Bir büyük şehir gürültüsüyle yaşayıp girerdik
Zil sesi saban kıyırtısı boyunduruk gıcırdaması
Olmadı havuz başı ahmadoğlu kangaloğlu
Bitmeyen açık oturumları
Bir yarısı yaşarken temiz hava bol oksijeni
Diger yarısı solurdu madenin kömür tozu dumanını
Gurup grup sırasıyla boşalıp dolarken haneler
Birinde bayram diğerinde matem havası
Yedi kat yerin altında kazanılırdı ekmek parası
Karşıki dağlar ah karşıki dağlar
Her bir yaprağı tanırdı buranın insanını
Babam anam çakarken tarlasina dikenli telleri
Ne bilirdiki fidan büyüyüp,tel kalacak agacin bağrında
Unutacak koca ağacın gövdesinde ne aradığınıda
Muharrem Akman. 12.10.2016
Zonguldak
Avla..bahçelerin bostanların etrafına ağaç dallarından yapılmış çit korunak
Muharrem AkmanKayıt Tarihi : 15.10.2016 05:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!