Kurulur dem sofraları
Gecenin geç saatlerinde
Demcinin derdi biter mi?
Nihavend uyanır mahmur uykusundan
Sofrada hıyar turşusu gelin gibi
Kuş sütü eksik / masalar donanır
Karpuzcu kızının karpuzları sallanır
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Kurulur dem sofraları
Gecenin geç saatlerinde
Demcinin derdi bitermi?
Nihavend uyanır mahmur uykusundan
Sofrada hıyar turşusu gelin gibi
Kuş sütü eksik / masalar donanır
Karpuzcu kızının karpuzları sallanır..
Kandırır her gece / çocuksu gelenleri
Hele birde makas aldımı / yanakdan
Akar insanın yüreğine
Kara kaş altındaki bademleri
Gülmeyi versin şehlâ şehlâ bakarak
Çıkmayı görsün bir kez gamzeleri
Ayık'dı sarhoş'du hepside yandı
Böyle bir fettan'a kim olsa aldanır
Karpuzcu kızının karpuzları sallanır..
Karpuzcu kızı hamarat / koçak
Ha bire masalarda otlanır
Döner selvi boylu / döner kadehler
Anason lavanta kokusuna karışır
Baş döner, göz döner, dünya döner
Kimi makas alır kimide eller
Hayasızca ne hayeller yaşanır
Dil pelteleşir, gövde sallanır
Gün geceye bağlanır
Baş döner, baş sallanır
Fettan kızda karpuzlar sallanır
Her kes ona aldanır
Karpuzcu kızının karpuzları sallanır..
Yemlemiş kendi eliyle; gelenleri
Ne var ne yok ceplerde / hepsini alır
Kandırmış gene tüm demcileri
Yorgun argın oturmuş ferahlanır..
Demciler dut gibi / armut gibi
Karpuzcu kızı dut yemiş
Armut dalda sallanır / oturanlar ayaklanır
Gidenlerin yüreği onda kalır..
Bir kaç akşamdan sonra
Demci karpuzcuya dadanır.
Demcilerin derdi bitermi?
Baş koyup diz üstünde ağlanır.
Toplanır gece masa örtüleriyle
Karpuzcu kızının karpuzları sallanır
Geçmiş ayna karşısına / sevgiliye hazırlanır....
ah be ustam yine konuşturmuşsun kalemini,,,Mükemmel,,okumaya doyum olmuyor,,kutluyorum Yunus abi,,,
gülümsettin şiirinle....buda bir şey deyilmi helal olsun karpuzcu kıza bak neler söyletiyor saygılar kaleme
müzeyyen başkır
:))) vay karpuzcu kızı vayyy... ne şiir yazdırmış billah...
emeğinize, yüreğinize sağlık... sevgiyle...
karpuz mevsiminde yazılır mı bu... karpuz gördüğümde neler gelecek aklıma ;)
sevgiyle.
:))))
dinsizin hakkından imansız gelir:)))
sevgiler şairim..
bak hele şu karpuzcu kıza yawww.99
nurcan usta
çok güzel bir şiir okudum yürekten kutlarım kaleminizi...SAYGILARIMLA...Fırat Sırtlan
tebrikler sevgili dost beni çooooooook gerilere götürdün mevzuda güzel anlatımda güzel bi yudumda içtim gitti şiiri ben bu şiiri daha cooooook okurum çok ellerine sağlık dostum
karpuzlar tarlada yatar..benim bildiğim...
karpuzcu kızda sallanır mı yane...))
bu gün şiirler tuhaf mı banamı öyle gileyor
yoksa bende mi bir şey var hahahaha..))
sıcaktan bunalan yazıyor..)))
kavun karpuz..
bu gün dokunma keyfime usta
selamlar
Bu şiir ile ilgili 87 tane yorum bulunmakta