Karmaşa ve Kargaşa Üreten Korku Çemberin ...

Kendini tanımak en değerli bilgidir. Korkuyu aşmanın ilk adımı kendini tanımaktan geçer.

Korku kötülük tarafından yönetilen kurgu bir duygudur.

Korkan her bireyi bilinçaltına itilmiş korkuları yönetir.

Korkudan anlayarak birey ve toplum uyanış ile kurtulabilir.

Yaşama korkuya esir olmaya, korkutanların kulu ve kölesi olmaya gelmedik.

İç bilinci yeterli düzeyde bilgi donanıma sahip birey korkmaz.

Türk özgürlük ve bağımsızlık marşı tek kelimedir ve korkma diye başlar.

Tek kelime de büyük bir sır saklıdır.

Korkma diye başlayan özgürlük ve bağımsızlık marşını kendine öz bilinç yüklemek için okumak gerekir.

Özgürlük zihinsel köleliğe son vermek demektir.

Korku esareti eylem gücünü düşürür.

Doğal olmayan tepkisizliği tapınak misyonerlerinin işine yarar bir şekilde korku çoğaltır.

Sorgusuz sualsiz itaat ve biat koşulsuz teslimiyet ile sonuçlanır.

Koşulsuz teslimiyet onursuz kişilik tavrıdır.

Para ve inanç misyoner çabalar onursuzluğu madde güç ile besler.

Bunun nedeni anlayan bilinç uyanır ve tehdide son verir.

Anlayışın değişimi içe dönük öz bilinç uyanışına bakar.

Din, siyaset ve popüler sermaye bataklığı sahip olduğu madde araçlar ile korku ve itaat üreterek varlık sürdürmek için o bataklıkta debelenir.

Evrensel bilinç uyanış ile an itibariyle bizim ulaştığımız seviyeye ulaşmaları mümkün olmadığını anladılar.

Bu kötülüğün bitiş çizgisidir.

Korku bir inanç miras değildir.

Türk kültür sevgi saygı etik ahlakından korku mirası yoktur.

Saldırgan ve sömürgeci misyoner kültürlerin kullandığı yöntem olup bu eşik kozmik devrim süreci ile aşılıyor.

Kötülük o kadar çaresiz bir durumda yakalandı ki tufan ibret sonuç gereği hala korku üreterek varlık sürdüreceklerinden çok emin görünüyorlar.

Gün gelecek arkalarına dönüp bakacaklar ve peşlerinden kimsenin gelmediği gerçeği ile yaşam kötülüğü yüzleştirecek.

Sevgi için yaratılmış bir varlığı korkuya hapsetmek yeryüzünün en büyük ahlaksızlığıdır.

Korku cehaletten beslenen yalancı ve talancı zihniyetin bir kurgusudur.

Birisinin çıkıp bunu arkası dolu bilgiler ile dile getirmesi gerekiyordu.

Mustafa Kemal Atatürk dile getirdi devrime dönüştürdü ve yokluğu fırsat oldu kötülüğe.

Mustafa Kemal Atatürk sevgi etik ahlakı kozmik devrimle geri döndü.

Korkuyu yenmek için başka bir korku yakıt üretmeye gerek yoktur.

Gerçekler veya hakikat ile yüzleşmek içe dönük öze dönüş ahlakı yeterlidir.

Bireyin kendini sınırlaması ve geri çekilmesi korkuya hizmet eder.

Eyleminiz olumsuz sonuç üretebilir bu yılgınlık veremez yeniden deneme inancı üretmelidir. Öz bilinç ahlakı buna özgür bireyi zorlar ve başarana kadar tabiatın desteğini görür.

Geri çekilmek korkunun ürettiği yeni bir korkudur.

Dümen bireyin öz bilinç ile kendi içindedir. Kaptıran korkuya esir düşer.

Sevgi ahlakı hedefine ulaşmak bireyin kendi elindedir.

Bahane üreten çıkarının hesabını yapan esirdir.

Cahil cesareti korkusuz ve tedbirsiz ol demek değildir.

İmgeleme ile yol alan her birey korkusuz ve emin adımlarla devrime ilerler.

Blokaj edilmiş zihniyet ve örgütlerden uzak durmak ve onları muhatap olmaktan çıkarmak korku ve kötülüğü bir anda bitirir.

Denizin güçlü dalgalarına karşı mücadele etme anlayışını değiştirmek gerekir.

Korku zihinsel bir otorite olup iç uyanış ile bireye ve topluma geniş bir alan açar ve o korku otoriteyi aşar.

Us süzgecinden geçen her düşünce duyunc desteği ile korku otoriteye gücünü kaybettirir.

Korkutanları çare olarak gören bağımlılığı o bataklıkta boğulmaya terk etmek ve onlar için bir enerji tüketmeye gerek yoktur.

İçinde ki korkusunu öz bilinç ile yenen her birey toplumsal uyanış sonucu korkutan soygun anlayışını felç ederek devrim ile bitirir.

Korku karmaşa ve kargaşası üzerine yıllar önce yazdığım düşüncelerimi de paylaşmakta genel yarar adına büyük bir güç vereceğine inancım tamdır.

Ismarlanmamış satırlar alışılagelmiş düzeni izlemez ve korku aykırı duruşla yan yana gelmez.

Ülkemizin sürdüre geldiği kaosla soygun düzen sınırındaki danstır konumuz.

Bir ucundan biraz kanırtmak gerekir ki uyanış zirve yapsın.

Kaygan zeminde sürdürülmeye çalışılan köhnemeye yüz tutmuş modeller geleceğin rol modeli olabilir mi?

İsimsizlik ve kimliksizlik üreten yeni inanç sistemleri mantar gibi ürerken ve korkmak ve susmak belirleyici olması dayatılırken;

‘Belirleyici’ kavramının yerini
‘Kargaşa’ yerine ‘Karmaşa’ aldı!

Çizgisel zamanda düşünmeye alışmışlar başlangıca takılıp kaldıkları için ne zaman neye başladıklarını saptarken inandırıcılıklarını kaybediyorlar.

Yüzleşirsek bunu üretenin kendimiz olduğunu göreceğiz. Bireysel çabam bu korku eşiğini aşmanın itici gücü olacak.

Tutarsız bir çizgide korkaklara laf edip korkmak puslu bir mantıktır.

Düşünce biçimine yerleşmiş zincir tepkisi en çok korkuyu tetikler.

Evrenin sonsuzluğunda korkulan ise mücadele ve dansıdır.

Kozmik devrim korku dansını bitiriyor.

♾️▪️Önder Karaçay▪️♾️