BU KARLI DAĞLARIN SEVDA ÇİÇEĞİ
Bu karlı dağların sevda çiçeği,
Seni ne çok sevdim bilemezsin ki.
Senin için çarpar, yanar yüreğim,
Bendeki sevdayı çözemezsin ki.
Ceylan gibi baktın, pençeni attın,
Yanar dağ misali içimi yaktın.
Aşka muhtaç ettin, çölde susattın,
Ne çok yandığımı bilemezsin ki.
Sarı saçların bağlar kolumu,
İnceden inceye keser yolumu.
Sensiz ne olur bilmem sonumu,
Sensizlikte ilaç olamazsın ki.
Kolay mı bırakıp terk edip gitmek,
Bunca anıları unutup silmek,
Sevdayı terk etmek, aşkı yok bilmek...
Beni unutup da gidemezsin ki.
Tural’ım, bir hançer saplar kalbime,
Sığmıyor yüreğim taşkın bendime.
Hicranın ateşi yanan sineme,
Beni bırakıpta gidemezsin ki.
Ömer TURAL — Ağustos 2010
Ömer Tural
Kayıt Tarihi : 19.10.2025 21:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiir Yorumu – “Bu Karlı Dağların Sevda Çiçeği” Ömer Tural’ın “Bu Karlı Dağların Sevda Çiçeği” adlı şiiri, yüreğin karanlık bir yangınında filizlenen sevdanın, özlemle harmanlanmış yanışını dile getirir. Şair, doğa imgelerini —karlı dağlar, çölde susamak, yanar dağlar— iç dünyasındaki çalkantıların sembolü olarak kullanır. “Ceylan gibi baktın, pençeni attın” dizesinde masumiyetle sarsıcı bir yaralanma aynı potada erir. Bu karşıtlık, aşkın hem hayat verici hem de yakıcı yüzünü gösterir. Şairin sesi yer yer sitemkâr, yer yer teslimiyet doludur; ancak her dizede “vazgeçemeyiş” hâkimdir. Şiir, geleneksel halk şiirinin ezgisel ritmini taşırken, bireysel bir sevdanın modern iç dökümünü de sunar. Son dörtlükteki “Beni bırakıpta gidemezsin ki” sözü, tüm şiirin kalbidir — bir haykırış, bir dua ve bir meydan okuma gibidir. Kısacası, “Bu Karlı Dağların Sevda Çiçeği” aşkın yakıcılığını ve sadakatin direncini aynı potada eriten bir sevda türküsüdür.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!