Karışa karışa seslerine Şiiri - Necdet A ...

Bir siyah yontu canlanmış duruyor gecenin çoğalma
dakikalarında ;görkemli diriliği,inceliği,kendi belini
kavrayan elleri ,birden tipiye tutulmuşçasına titretiyor
yüreğimi

durmaksızın çarpan sol yanımda aynı dekor :güneşi
kıskandıran tül kristalleri,denizden aşırılmış mavi,
eskitmeler,antikalar,orta yerinde salonun dimdik ve diri bir peri
sanki aşkı özlüyor ve sanki aşka yürüyor
tül çorabın içinde köz gibi duran ayak bilekleri

kaynayan kabarıp taşan damarlarımda derin etkisiyle
daha da parlayan yeşil gözleri

gerçek bir Asuri sütun gövdesi.sütbeyaz elbise altından
makaslanan gümrah Halikya Koyu
isyanımı artıran hardal hırıltısı içinde uzanış…
her durağanlığı volkan her çağrıştırdığı ateş habis bir davet
teşhiri görkemli afet,koklamaya doyamadığım Çingülleri

bronz bronza çinilenmiş kıyamet derya deniz endam
süzülüyor derinliklerimde tensel şilep; tepeden tırnağa granit
bu bambaşka bir mistral içime içime vuran..
yaralı açlığa,susuzluğa med cezir bunalımlarına
sıra dışı hırçınlık, esmer çakıl dağılışlarında varlaşan
yanma ihtiraslarına, kıyametin son deminde son nefese

bir siyah yontu canlanmış duruyor gecenin çoğalma
dakikalarında ; görkemli diriliği,inceliği,kendi belini
kavrayan elleri ,birden tipiye tutulmuşçasına titretiyor
yüreği
tutuşsun ormanlar şimdi,bir daha bir daha tutuşsun
süzülen yellerin harında kavrularak tüm dönümleri

şimdi kekre bir şarap olup sızmak damaklardan
bir avuç narın boyadığı harda delik deşik
ve kızılın kımıltıların közün gürlüğü içindeki o bozkırda
mahşeri kör eden hırçınlıklarla mahir, ışılayan masmavi bir cevahirde
dumanın kendi ateşini kavından kurtarır gibi o hercai tenin
göğsünde dingin uykulara dalacağım Grnata şehri
bir iğne oyası gibi gevrek ve narin içime dökülen ırmak
işvenin ,nidaların ve hayallerin,atlas coşkusuyla yüzülüp geçilirken
sahiplendiğim klavsen seslerine karışa karışa soluduğum o balerin…

facede meditasyon.