bilinci açlıkla yıkanmış
açıklıkla imtihana tutanmış
kalbim aciz ki
habersiz sırtını
kime yasladığından
belki fark eder
kuş kanadını yaraladığında
ve cebindeki taş
bir hüznün hıncıyla
ve arzusuyla çocukluğun
başını yardığında.
boyumun bile yetişmediği
o ayna
gözlerimi taşımıyor artık
beni taşırıyor çerçevesinden
ben de çöl yazgımı taşırıyorum
ve acılarımın metaforik semerini
taşıramıyorum
taşıyorum
hayır
taşıracağım.
fotoğraflarda kalayım diye
ben de
üflediğim bir dua
ve ellerim hep gam çeker
çatlak ağrılar ve kabuklarla
seksenlerde ısrarla
bir çocuk buruşmakta.
çıkmaz sokaktaki
çıkış tabelasıyım
bana kim
neden inansın.
kendisini tanımıyorum
ama tanışabiliriz
ısrar ederse
ve bileklerim
bir reçel kavanozuna bulanmış
gibi
kendini kendiyle
rengarenk estirirse
o zaman düşlerime
yeni kapılar açarım
ufkumu bağnaz bir güneşle
boğarak
artık derim
bir obsesif kompülsif bozukluk
kadar
ısrarcıyım tüm bunları aşmakta.
dünya bana kalbini açtın
bense sende
kendimi aştım
kaç tur atarsam atayım
yine çocukluğuma vardım
nasıl üşümüştü kahrolmaktan
tüm öfkemi
yurtsuzca ve şuursuzca yaktım.
cenazeler korunuyordu
çiçekler yerine
o güzel bahçelerde
korkuluk diye de
ben vardım içlerinde
ve boyumdan büyük
korkularım
kalbimin iç cebinde.
ve hep
toparlamak değil
dağıtmak bazen de
bir karınca yuvasını
merhamet ister.
tepesinde karıncayiyenler dolaşıyorsa.
Mizgin TekerKayıt Tarihi : 10.3.2025 23:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!