Karınca Şiiri - Muammer Bilim

Muammer Bilim
27

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Karınca

Küçülmeden sığıverir, sanki olur karınca,
Gönlüne arz-ı semavat, canana dost olunca.
Varlığını yoka verip, yokluğuyla varınca,
Denir 'Mülke Süleymansın', bir dost bir post kalınca.

Haddini bilip sussa da mütevazı karınca,
Bir katre olur içtiği deryalar dudağında.
Safım belli olsun derken karınca kararınca,
Görür dostunu ateşte, dostunun gül bağında.

Dediler 'İşte Süleyman! ' baktım ki bir karınca,
Bu dünyanın harmanında sanki buğday tanesi.
Benlik dağını eritip, dosta yokla varınca,
Kâinat ki, harmanında olmuş buğday tanesi.

'Dem bu demdir! Dem bu demdir! ' deyip durur karınca,
Dünyada ömür bir gündür, o da yalnız bugündür.
Her kim ki bu demi başa taç etmiş der karınca,
Olur mülke Süleyman, çünkü bugün, yarın dündür.

Toza, çamura belenmiş azgın semiz filleri,
Götürür aşk ırmağına o şefkatli karınca.
'Sakın bir Kâbe yıkmayın! ' diye Ebabilleri,
Gösterirken hem korkutur, öğüt verir karınca.

Bir insanın eti yenmez, derisi de giyilmez,
Makbûl olan bir hoş sâda, deyip ağlar karınca.
Gönül Kâbesi yıkanlar, sultan olsa sevilmez,
Baki kalan da hoş sâda, deyip ağlar karınca.

Muammer Bilim
Kayıt Tarihi : 6.4.2007 21:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Muammer Bilim