karın ağrısı masallardan
başladık hepimiz büyümeye.
masum bir sancıydı
ishal, geceleri anne
diye bağırmalardan
kalan
sonra okumayı öğrendik
ki burdan kalmadır
tüm yalanlar bize.
yazıyı bilince yazgıyı
da görür olduk,
yazgının ardındaki sırları
da.
karın ağrısı güzler
sancı sancı istifralar
çöreklendi, lise çağlarında
pineklediğimiz çıplak
bacak uykularında.
büyümüştük, ve yokuşta
el frensiz kaldırıyorduk arabayı
dürümcülerde isot yiyebildiğimiz
çağlardı, bir kızın gözlerine
acı acı üfleyebildiğimiz
zamanlar.
karın ağrısı ihanetler
yaşadık
ilk başlanan sigara
ilk ağlanan gözyaşı
laci ceketlerimizn altında
okul çıkışlarında.
bizi seven kızların
o çıtkırıldım mektuplarını
yırtıp attığımız çağlara vardık
alnımızda secde izi
toz yapıyordu her sabah,
dava demeye başladık
hiçbir acı çekmemişken henüz
hiçbir Filistinli tanımamışken
Srebrenitsa'yı bilip ne olduğunu
bilmeden mesela,
Der'ayı duyup
hissetmeden ama
Halepçe'yi, Karabağ'ı görmeden
-görmüş gibi yaparak-
karın ağrısı küfürler yuttuğumuz
günlere vardık
kitaplardan sayfa sayfa
devşirdiğimiz,
derde deva çareler ararken
hergün aç kalkıp aç yatmak
gibi hissediyorduk
erkekliğimizi,
seviyorduk, bir kızı değil ama,
başörtüsü davasını mesela!
ne karın ağrısı düşlerden geçtik
de büyüdük -galiba-
yaza erdik,
kışın selameti avuçlarımızda
latin harfler pişirdik
arapça ciltler arasında
şimdi karın ağrısı istifralar
yaşıyoruz yine,
'geçecek' diyerek,
'geçmeli ' diyerek hatta!
iyi günlerden bahsederek
hepimiz,
günü seyretmeye koyulmuşuz
durağan cümleler sarfederek
-ucu açık-,
hep bir muştuya
bağlanan...
Kayıt Tarihi : 13.5.2011 14:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!