Allanmış, pullanmış şişe içinde
Şarap sandığımız sirkeymiş meğer
Şiir bulutuna binip uçan da,
Şahin sandığımız kargaymış meğer
.
Şiirler başında nöbet tutarken
Desteksiz, kösteksiz bol bol atarken
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Tekrar geldim ki bu güzel şiiri (hicvi) bir daha okuyayım...ve de sonra yazılanlara göz atınca 'of'lu şair'in neredeyse isim vermediği kalmış..onu gördüm..sadece şiiri süzmemiş...ayrıca çözümlemiş ki pes...tebrikler yazana da şiiri...anlayana da...inşaallah muhatabı da anlamıştır...
Atakan
hece olarak ve bir hiciv şiiri olarak çok güzel Nesrin hanım. Ama bence şiirin içeri çok daha güzel hiç bir şey bizim sandığımız gibi olmuyormuş meğer....Tebrikler...
Bir hanım olarak o kadar haklısınız ki...üstelik o hadini bilmezler...kendini bilmezler...yani alttaki (Sinecikli dostumuzun) görüşüne bakarak...o edep veya edeb bilmezler bayan - bay ayırımı da yapmıyorlar...o yüzden ben de Başköşedeki Edi demedim mi? ...
Kutlarım... o kadar güzel bir hiciv - taşlama ya da bana kalırsa aşağılama ki...Atakan
Nesrin Hanım,
Sakın şiirlerinizi çekmeyin ve asla böyle KİŞİLİKSİZLERE Prim vermeyin...
Bunların soyu tükenmez ama bir yerlerden başlamak gerekir değilmi?
EDEBİYAT yapıyoruz ve kök anlamı olarak EDEP kelimesinden gelmekte,
Maalesef yaptıkları şeyin anlamını bilmiyor bu EDEPSİZLER...
Sonuna Kadar Yanınızdayız...
MAKSAT ŞİİR OLSUN...
SAYGILARIMLA.
Emine hanımın bahsettiği arkadaşı siz olsanız gerek. Yerini bulmuş Güzel bir hiciv, her ne kadar hiciv şiirleri sevmesemde. Böyle densizler her zaman her yerde karşımıza çıkıyor maalesef.
Bir erkek olarak, o halttan dolayı özür dileyorum sizden..
Yüreğiniz huzurla dolsun.
Saygılarımla...
Harika bir calisma ablacigim..
Hiciv siirinde cok basarisin digerlerinde oldugu gibi..
Yüregine kalemine saglik..Sevgilerimle.
Boyundan yukarda boştur mahali,
Duymadı ikazı, bilmedi hali,
Geveze kaleme güldü ahali,
Gerçek sandığımız, kurguymuş meğer
tebrikler üstadim kutlarim saygilarimla hürmetler
Hastaneye gitse, hekimler şaşar,
Her branştan biri peşinden koşar.
Hayal hareminde dengesiz yaşar,
Övgü sandığımız, yargıymış meğer.
.
Çok geç kalmış akıl, dağıtılırken,
Nerede saklanmış, herkes alırken?
Kendi kafesinde saygı bulurken,
Şahin sandığımız, kargaymış meğer,
Yediği samanla, arpaymış meğer...
__ Zarif kalemin hiç susmasın sevgili Nesrin... Tebrikler...
'Maksat Şiir olsun grubu' için bu şiire-hicve yapılan yorum ve analiz...
Üstad Nef’iye, Tahir Efendi isiminde bir kadı kelp demiş, bunu Nef’i duymuş ve aşağıdaki hicvi yazmış.
“Tahir efendi bana kelp demiş
İltifatı bu sözde zahirdir
Malikî benim mezhebim zira
İtikadımca kelp tahirdir.”
Açıklaması;
Tahir efendi bana kelp (köpek) demiş.
İltifatı bu sözde aşikârdır, bellidir, açıktır.
Benim mezhebim Malikîdir.
İnancıma göre, Malikî mezhebine göre kelp (köpek) temizdir (Tahir: Temiz) .
Burada üstad bir kelimeyi iki manada kullanma sanatını (tevriye) icra ederek, hem köpeğin, inancına göre temiz hayvan sınıfında kabul edildiğini ve Tahir Efendi’nin bu yönden kendine iltifat ettiğini anlatıyor; hem de “İtikadımca kelp tahirdir” diyerek Tahir Efendinin köpek olduğunu ima edip, (kinaye) bir edebiyat şaheseri hiciv olarak tarihe geçiyor.
Bir büyük ustanın kısacık bir hicviyle başladık…Anlaşılacağız üzere Hiciv, bir kavramı, bir kurumu, bir anlayışı ve daha çok ve görüleni itibarıyla bir şahsı hedef alarak, yaptıklarını, yanlışlarını, eksiklerini, yanlış yaptıklarını ve ya doğru yapmadıklarını edebi bir dille, bazen hafif, bazen orta bazense ağır bir dille tenkit etme sanatıdır..Hicvi yaparken, mısra aralarında hicve konu olan kişi ya da kişilerin isimlerini yazabileceğimiz gibi sadece ima ederek ve yanlışlarını belirterek de yapabiliriz.
Güncel bir Örnek..
Bir Nesrin Göçmen Şiiri (HİCVİ)
Kargaymış Meğer
Allanmış, pullanmış şişe içinde,
Şarap sandığımız, sirkeymiş meğer.
Şiir bulutuna binip, uçan da,
Şahin sandığımız, kargaymış meğer.
.
Şiiri başında nöbet tutarken,
Desteksiz, kösteksiz bol bol atarken,
Bülbüle özenip, caka satarken,
Çınar sandığımız, kargıymış meğer.
.
Boyundan yukarda boştur mahali,
Duymadı ikazı, bilmedi hali,
Geveze kaleme güldü ahali,
Gerçek sandığımız, kurguymuş meğer.
.
Hastaneye gitse, hekimler şaşar,
Her branştan biri peşinden koşar.
Hayal hareminde dengesiz yaşar,
Övgü sandığımız, yargıymış meğer.
.
Çok geç kalmış akıl, dağıtılırken,
Nerede saklanmış, herkes alırken?
Kendi kafesinde saygı bulurken,
Şahin sandığımız, kargaymış meğer,
Yediği samanla, arpaymış meğer...
.
23/09/2005
Nesrin Göçmen
Allanmış, pullanmış şişe içinde,
Şarap sandığımız, sirkeymiş meğer.
Şiir bulutuna binip, uçan da,
Şahin sandığımız, kargaymış meğer
İlk kıt’a da;
Enfes bir giriş yaptığını görüyoruz..
Çok güzel ambalajlı ve özenilmiş, süslü şişe içinde önümüze konulan şarap sandığımız baktık ki kapağı açılınca sirke çıktı..
Yazdığı eserler, şiirler ve yorumlarla şair diye kendini tanıtan ve toz kondurmayan, bizimde öyle sandığımız kişi esasında hiç öyle biri değil, aksine sıradan ve o isme layık olmayan biriymiş….
Burada, karga ve şahin seçimleri zannımca iki anlama gelmektedir..
Nesrin hanım burada;
Ya, isim olarak şahini belirtmiş ve dikkatleri bu yöne çekmek istemiş,
Ve ya, şahin’in özellikleri ile Karganın özelliklerine işaret etmiş, şahin gibi asil ve seçkin görünen birinin aslında Karga özelliklerinde, dedikoducu, gereksiz işler yapan ve sesinden ve çirkin görüntüsünden başka bir özelliği olmayan, sadece insanları rahatsız eden biri olduğunu bize anlatmak istemiş…
Şiiri başında nöbet tutarken,
Desteksiz, kösteksiz bol bol atarken,
Bülbüle özenip, caka satarken,
Çınar sandığımız, kargıymış meğer.
Yine ikinci kıt’a da, kullanmış olduğu “nöbet” iki anlama gelebilir kanımca..Ya, “nöbet”i yine bir yere dikkat çekmek için kullanmış ve ya şiirleriyle çok meşgul, antolojiden ve ortamdan ayrılmayan biri olarak dikkatimizi çekmeye çalışmıştır.
Burada da, sesiyle ve görüntüsüyle “bülbül” gibi temiz-masum ve sevecen görüntüsü altında seçkinler gibi kendi lanse eden birinin hiçte böyle olmadığı,özüyle sözünün birbirini tutmadığı,güvenilecek ve yaslanılacak bir gibi görüldüğü halde vucuda saplanan bir kargı-mızrak gibi yanlış ve acıtan işler yaptığını ima etmiş..
Hastaneye gitse, hekimler şaşar,
Her branştan biri peşinden koşar.
Hayal hareminde dengesiz yaşar,
Övgü sandığımız, yargıymış meğer
Bu kıt’a da en can alıcı yer üçüncü mısra…
“Hayal hareminde dengesiz yaşar”
“Hayal haremi” benzetmesi yine iki anlamda düşünülebilir..
Ya hayalini kurduğu,olmasını istediği dünya, veya özelleştirirsek biraz daha, etrafında olmasını istediği, her gördüğünü içine dahil etmek istediği bir “harem”den bahsediliyor ki, bu sanırım kadınlar konusunda sabıkalı, istenmeyen ve rahatsızlık edici bir kişilik olarak önümüze çıkabilir..
(Her ne kadar antolojide çok sık rastlanan bir şikayet konusu ise de, gerçeğini ve yazılma nedenini ancak sayın Göçmen bilebilir)
Bu mısra üzerine bina edilmiş diğer üç mısra ise, o kadar dengesiz hal ve davranışları var ki, ona teşhis koymak için her branştan doktorların incelemesi ve rahatsızlığının çok fazla alanda olduğu, her tarafının sakat ve dengesiz olduğu anlamında..Esasen sanırım en önemlisi, fiziki rahatsızlıkların ötesinde, ruhi ve psikolojik hadiselerdeki dengesizlik göz önüne serilmek istenmiş…
Çok geç kalmış akıl, dağıtılırken,
Nerede saklanmış, herkes alırken?
Kendi kafesinde saygı bulurken,
Şahin sandığımız, kargaymış meğer,
Yediği samanla, arpaymış meğer...
Son kıt’a da ise;
Halk dilinde çok kullanılan bir tabiri örnekleyerek,
“Akıllar dağıtılırken sen nerdeydin” sözüne isnad etmiş ve ortada olmadığı için akıldan nasibini almadığını ve kafasının içinin boş olduğunu,belkide almamak için saklanarak bu durumu kendi tercih ettiğini,
yediğinin arpa ve saman olduğunu ifadesiyle ise, kargalıktan daha öte,arpa ve samanla beslenen dört ayaklılara (ya da benim bilmediğim başka varsa eğer onlara) belki de “eşeğe” benzederek, eğer (her ne kadar kafes kullansa da burada kafesin de başka anlam, ahır olarak algılandığını söyleyebilirim)
benzetmiş ve “ne vardı sanki ahırdan çıkacak” diyerek, orada kendi arkadaşların içinde daha çok itibar görür ve mutlu olurdun demiş, şu an içinde bulunduğu yerin gerçek yeri olamadığının altını çizmiştir..
Hicvin bütünü edeb kavramı içinde ele alınmış, ve güzel bir örnek olmuş.Bundan daha yumuşak bir hiciv olmazdı zaten.kanımca bu hicvin muhatabının bir çok insanın canını yakan ve aramızda olduğu düşünülen bir şahsa yazıldığını düşünüyorum..
Tebrikler ve Teşekkürler Nesrin hanı
Kargayı siz biliyorsunuz elbet (umarım genelleme değildir) . Biz bilmiyoruz ama karga kendini biliyorsa mesaj yerine ulaşmış demektir.
Bu şiir ile ilgili 52 tane yorum bulunmakta