Karga 'gaak' dedi Şiiri - Akın Akça

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Karga 'gaak' dedi

Bileşenler:
A. ÖNCESİ – KARGA, NE DEDİ
A. GARİP BİR PZTESİ SABAHI
A’dan B’ye - ARA BÖLÜM
B. CENAZE (ara böl.)
B. CENAZE
a. erkek melek

Garip bir fırtına sarmış bugünlerde Satürn’de.. Hava kapalı, ama havanın üzeri açık. Bir güz ekinoksu, güneş tepede aşağıda; tek ki, bari gelmesin nolur sonu ….

JEOLOG

avucumdaki bir buhurdan bu dunya
caglar tuter insansiz
sarar beni benden uzaga
yokolmus daglar
yankilar beni yapayalniz

topragin basamaklarindan iner
derin daglara yukselirim
eski irmak izlerinde akar yiterim kumlarla
gormez olur beni gozlerim

bulent ecevit (1976 - bulent ecevit)

COCUK

dusunebilseydin eger dogdugunda
ortulmeden ogreneceklerinle bildigin
konusabilseydin aglamani kesip
belki de birseyler ogrenebilirdin

Bulent Ecevit (1976)

------
A. ÖNCESİ – KARGA, NE DEDİ

Karga karga gak dedi, Kıbrıs kurtuldu.
Şiirleri? duygu dolusu, her mısrası.
Savaş uçaklarından barış pankartları
açmayı önerecekti ki savaş istediler.
Çok düşündü ama karar verilmeliydi.
Ya denizlere açıldığımızla kalacağız (!
ya da..bulgurdan evdeki, olacağız.
İyi ki zamanında Karaoğlan vardı'
der Denktaş, 'iki vatan, tek halk'.
İyi karara giden ince elemece'ler;
şair, korkuluğun ensesi omuzlarında.
ama işte, her zaman keskin sesi
Atatürk'ün geçmiş ve İstikbal,
de Gökler, yine; eh kooperatifçi..
Eciş bücüş yerine Ecoş, haydi kalk
da iyileş çabucak; gerekir ihtiyaç.
Ver takım taklavat iki nasihat.
İhtiyacı olanlar var, Denktaş bekler.
Coffey Ana bile tarlada kahve artık
toplayamıyor gibi, saçı beyaz ağardı.
Marsıklığın değişti mi kök kökeni.
Gene bir dal uzatmış rumlara ve bize.
Bıkmamış didişmekten, usta protokolcü.
Yapacağımızı bundan iyi yapamazdık.
Ecevit'in yaptıklarına çivi söktük!
Saldırınca Rumlar, hiç istememişti ya -
ama bir darbedeki düşünüşü gibi;
önce sevip okşayıp onu, çıktığınca
sonrasında iş çığrında, o ne!
darbenin kesin karşısında- savaşı
ancak görünce zaman karar zamanı;
çıkardı Mehmetçik, Kıbrıs Yavru Vatan!
Kim gelir, kim gider: daha iyileri
gelecek, göz sözü seçecek Atatürk'ten
CHP..Ve 3 sancak var, GATA'da biri:
Orda şu an Ecevit hayat alıp vermede.
Veliefendi'den pehlivanlar Kırkpınar.
Diğer ikisiyse, biri elçilikte tabi:
Adını demekten onur duymalı; KKTC.
Bir diğeriyse, Ak Güvercin merkez'de.
[ Er doğmuş'un gendaşı gen'(E) r'bakan'ı
bir rahat bıraksa koalisyonda;
uçup bilgileri tazeleyebilir Karga
Kopenhagen'a, ya da bir Stockholm
yapabilir, bir Oslo macerası akabinde
ama savsak bir Hopi selamı bilmez* (!)
(işte, Bush'un yanında bile atamaz
bacak bacak üstüne, terziden terbiyelisi:
AZ(!) değil, çok; hiç, o hiç yok)
gene de*, İŞçilerden, KÖylüden YAna.
Lüks bilmez, gündem bilmez; Prehistorik.
Geçer en arkaya tüner, Rahşan Hanı
politika sevmez (resim yapabilse,
kesin ressamdı -bari geçeyim arkasına;
destekleyelim: Bir kadın var arkasına,
her başarılı erkeğin...) Karga tüner,
bir mağra adamı, uçağın arkasına:
Nedense hiç VIP sevmiyor, düşünmeli.
Sülö Baba'nın fotr'ünü, belki de
tek kişi çalmadı; onun işçiler karası
kasketi, paltosu rengine çelişmezdi.
Halka inen otobüs turlarını da
ortaya çıkardı, seferler geliştirdi;
'Bu adam ve bunun gibi adamları
onun, C.Başkanı olursa, T.C.'de
iner kepenkler', haklı lafında!
Siyaset Meydanı'nda 30 senelik,
Zonguldak tren'den, bir maden işçisi;
Churchill'i biliyor, Ecevit'i onun
üstünde tutuyor, genel başkanları
susturuyor hakeden konuşmasıyla!
(DSP’nin Sezer’ini uyarıyor …
: “Bak, böyle ol sen de;
yanında oluruz, ancak o halde.”)
Çiftçiye küfredip, halk böyle, ben de
halktanım diyen baştakiyse öte yanda:
Zonguldak'ta eskiden kömür çıkardı,
şimdi neden acaba kömür ithalindeyiz? ]

Karga, Oz Büyücüsündeki korkuluğa
veren saman, onun içine, bedenine;
geçiren Dorothy'i harekete, verime:
Siyah gecenin yıldızı olduğu'nu da
anımsatacak'tı, bazı sahte yüreklere.
Ve tokuşturduğunda kırmızı pabuçları
ordan Dorothy, ana görev dedi kasırga -
20 Temmuz 974, ip üzre. cambazlığı
- Mehmetçik, KKTC; yavrusunu kolladı.

A. GARİP BİR PZTESİ SABAHI

“Büyümüş de küçülmüş”ün;
somut örnekte
farklı anlam kazanan’ı, mecaz’lardan …
Yaşlandıkça “git” dediler sana;
Kacatepe’ye laikliğe yürüdün sense, sessiz, inadına.
“Savaş için değil, Barış için..
Yalnız Türklere değil,
Rumlara da barış getirmeye adaya gidiyoruz …”(1)
Doktorun açıklaması: Gülhane Askeri Tıp:
5 Kasım 2006 22:40,
“Dolaşım ve solunum yetmezliği
sonucu vefat etmiştir.
Türk Milleti’nin başı sağolsun.”
Çalışıyorlarmış demeye:” 18.05.2006 tarihinden bu yana
GATA Askeri Tıp Akademisi’nde tedavi
görmeye çalışan Ecevit’in son 1 haftadır
Tedavilere cevap vermediği …”
Babası Kastamonu doğumlu Fahri Ecevit.
Annesi Nazlı Ecevit ise ressamdı.
Ecevit sessiz, içine kapanık, sanata meraklıydı.
DSp’li Sezer,
inleyen ses tonlarıyla,
kıytırıkça gözüken bir biçimde, açıklıyor. Umarım
onun gibi biri olur da; .. ama ne diyeyim,
zor, çok zor.
Bülent, Ortanın solunda;
ideolojiden mümkün olduğunca kaçınan;
Demirel’e “Öyle hitabetmeyeceksin” denince,
gene de “Hayır, ona da Sayın diye hitabedeceğiz”
diyebilen bir Atatürk öngörüsü …
“Eğer herkes zalimliklere boyun eğseydi,
hala dünyanın düz olduğuna inanılıyor olurdu.”:
Hikmet çetin’e demiş, bunun gibi bir şeyler.
10 Mayıs 2006’da, Chp, Dsp,
ve SHP’nin birleşmesi isteği olmuştu,
ANKA Ajansı’na –Ulusal İttifak.
Yılmaz Büyükelçi’yi
bunun başına getirtmek istemişti:
Orhan Koloğlu diyor: “Eğer, iç kadrolar
İzin verseydi, eğer…”
Ve devam ediyor: Uzun vadeli düşünen
Ve olayların her ayrıntısıyla ilgilenen …”
Hala serbest dolaşıyor,
bombalanışına Danıştay’ın dolaylı destek,
yol açan, Ecevit’in katili. Hapse daha
önce girmişti. Hutbesi hutbe,
fetva değil, şiir biçeminde gözüküyordu:
İnsan, sen, ama ‘görünene inanma’ her zaman.
Hala, Kocatepe Camii basamaklarından canhıraş çıkışı,
daha dün gibi. Laikliğin savunucusu,
o çelimsiz haliyle tırmanmıştı Aslanlı Yol’u,
Atatürk’e …
Karayalçın’a göre, arkeolojiyi severdi. Sanatı severdi.
Saf, içten, TamTürkTürküsü şiirler yazdı.
Kaldırılacak cenazesi Çarşamba.
Bir cenaze kaldırışı gibi kaldırın onun cenazesini.
Aynı onun yaptığı gibi ….
Herkes kaçsa da,
tabutu tutmaya devam edin bir ucundan …
Dürüst bir önderdi, onurlu ve ilkeliydi. Üslup sahibi..
İskandinavla Türk’ün bir potada potporisi, Hamletvari.
(Fin St. Claus’unu kucaklayan bir Noel Babası.)
Atatürk’ün “yurtta sulh cihanda sulh.”
“Batı’yı yendik, şimdi onun bilimini alacağız”
laflarıyla aynı paraleldeki
“Çanakkale” şiiriyle, Dünya’da barışa bir soluk getirdi.
Kıbrıs Barış Harekatı Gazisi;
En Büyük Türk Büyük Atatürk, şu lafını da hatırlayacak:
“Yalnız Türklere değil,
Rumlara da barış getirmeye adaya gidiyoruz …”

Cindoruk diyor: “Antimilitarist bir vatanseverdi”:
Demokrasiye inanmış biri,
darbeleri kolay sevemezdi ki. Devam eder Hüso:
“Fikirler zaman zaman uyuşmasa da,
en son dostane duygular olur,
Karakterlerimiz uyuşur …”

Demokrasi fikrinin yerleşmesi ve
çağdaş seviyeye gelmemizde de çok uğraşıları oldu.
Nadide bir kuramcı idi;
sosyal adaletin Karaoğlan’ı, Karga’sı …
Dürüst, sade, samimi.
Yılmayan, yıkılmayan dava adamı.
Yüksek bir entelektüel kapasitesi de vardı.

Fikri olan insanlar, “tek” kalmaz:
Erdal İnönü, fizikçi, Ecevit sanatçı –edebiyatsever, bir şair:
Şair olarak hatırlansın:
adımları bir şairin yürüyüşüydü çıkarken Kocatepe.
Politikaya girip de
siyaset çirkefine bulaşmayan,
ya da en az bulaşan, bu azmi sergileyebilen
biriydi nadir insanlardan.

Dengesi bozulmuş
tabutu taşımayı sürdüren Ecevit,
küçülmüş vücudun tekerlekli iskemle reddedeni;
bacakları sürüye sürüye götürüyor kendini,
baş dimdik, aklı hala zinde ve ilçeye giriyor,
ülkücüler dizilmiş, “ateş açılabilir” asker uyarıyor. Diyor:
“Siz görevinizi yapın”.
Cesaret, bu ölçüde.
Ona buna küfür atmıyor,
cesareti gerçek şekliyle sergiliyor.
Laf şu ki, işte şu: 'Alkışı en sessiz şekilde karşılayan,
alkışı hak etmiş demektir. EMERSON ',
'Aklınla gör, kalbinle işit. TÜRK ATASÖZÜ ',
'Adaletin hedef ve gayesi eşitliği sağlamaktır. IHERING ',
'Aklınla gör, kalbinle işit. TÜRK ATASÖZÜ ',
aklıyla siyaset yaptı, duygularıyla şiir yazdı.
_ Kendi üslübuyla konuşan bir kreatif beyin.
2006 Başbakanı gibi “ Aziz milletim”
lafını kopya etmez. Atatürkçülüğü,
gerçek, somut kıvrımlarıyla
hayata sokan Ecevit, gerçekçi,
bir o kadar da rüya seven.
Çünkü bir rüyadan doğdu şiir,
resim, müzik.
Ve ordan da bir roman,
hayat, yaşam.
Taa ki,
yaşamak. Yaşamak’ı,
Hayat’tan ulaştığı Yaşam’da yakalayabilendi
Ak Güvercin lideri.
(“Artık Önder Partisi’nden Örgüt Partisi’ne,
halka indirmeli, yukarıdan –İsveç Modeli…”
Ah Karga, ah…)

“Darbede, üzüldü; sevinirken herkes”
deniyor şimdi, tvde …
(“İyi bir aile babası” deniyor “mütevazı”…
“Gençliğin(in) slogancısı.”
“Yaşantısıyla, dürüstlüğü insnalarda şüphe bırakmayan.”:
Bunları, onla samimi olmayan biri diyor.)
Direnç sahibi;
Cézanne’ın planlı, yılmaz çalışmaları;
Picasso’nunsa,
80 yaşlarında bile yarı yaşındakilerden
çok daha enerjik çalışışı, ‘kolajı bile’ gibi …
Şöförüne Bey, Demirel’e Sayın hitabedeni;
şaaşa için de yapmadı bunları.
Sessiz ve derinden yaşadı. Ama önemlisi,
içten pazarlıksız bir ‘derin’ bu.
İyilik amaçlı.
Çevirmen,
Şair,
Yazar,
Fikir adamı,
Filozof.
Felsefe kitabı da yazmak istemişti.
30 yaşında politikayla içli dışlıydı.

Çarşamba pazarı
kaldırılacak cenazesi! !
Kameralar; evinin önündeler,
artık Oran Şehri’ndeki …
Bir defter oluşturuldu.
halk, gelip karalamaca …
Ordan buradan yazacaklar.
“Böyle insanlar,
az artık dünyada! ”
Yazın.
Giden gitti.

Kooperatifçinin tarımdan geleni …
İnsanlıkta hak arayanı, nezaketi …
Erkan Mumcu diyor:
“Siyaseti şair gibi yapardı.”
“Tüm Türkiye’yi
derme çatma
minibüsüyle dolaştı.”
“…Kimsenin adamı olmadan –
sermayecilere rağmen
-adamıydı halkın, vicdana damı”

A’dan B’ye - ARA BÖLÜM

Dostluk kurmaya çalıştı bir insan,
korkuluğuyla.

Türk siyaseti belkemiğinin
akli bir dengesi.

Bak, artık Aslanlı Yoldan girdi;
Kocatepe’de sürünen beden
rahata kavuştu.
Ruhun artık rahat etsin.
Özgürlük Anıtı, bir yanında;
Bağımsızlık, diğer tarafa …
taşırsın omuzlarda.

Yıllardır tatile çıkmamışsın
be adam;
yuh olsun.
Ne iyi adamsın.
“Danslı çay partileri,
şiirli toplantılar hiç ilgisini çekmedi.”
“Sakin ve gürültüsüz,”
Batı hayranı çocukluk;
elbet siyasetten çok hayalci olacaktı.
(Ve bu hayalden,
bir gerçek ama doğurdu.)
“Yazıya, şiire ilk ilgisi,
13 yaşında olacaktı.”

Hataları olur, olmaz;
yolsuzluğa en ufak, adı karıştı mı?
Kararlı, tutarlı ve ilkeli Karaoğlan.
İçtenlikli ve sonuna kadar dürüst Ecoş;
“Başbakanlık’a, Sabah girer, akşam çıkardı.
“(Görüşleri açısından,) Dogmatik değildi.”
“Sporu sahada izlemez,
sporcunun aile hayatına,
ihtiyaçlarına v.s. kadar inerdi.”
“Halkın içinde olmayacaksan
ne anlamı var.” derdi.
Emek ile emeklemek …
“Grev ve Toplu Sözleşme Yasası.
Kıbrıs Barış Harekatı.
8 yıllık kesintisiz eğitim
A.B. Adaylığı
APo yakalanışı
İdamın kaldırılması
2001 Krizi” ………

1972/80 dönemleri;
‘27 Mayıs’ta ülser kapmışı
antimilitaristi’ askeri cuntaya …

Yaşadı. Hissettirdi.

Yavru vatanımızı kolladı.
Barış harekatı,
Barbaros Hayrettin’e ve Piri Reis haritalar’a bir saygı:
Denizlere de
açık bir ülkedir her zaman, Türkiye!

Damgasını vurdu;
eciş bücüş kıvrılan vücutta Kocatepe’ye.
Büyük azim, sessiz sakin, kararlı.
Herkes böyle bilsin,
Laisizme saldırılar öldürdü:
Yürüyüşe sürükleyendi …
: Tanrı tanımaz dinbazlar günahkarlardır,
dolaylı yoldan.
Onlar’ın ‘sessiz ve derinden’i,
tam zıttıdır Karaoğlan’ın …
Cezalarını çekeceklerdir.
Ecoş, şehidoldu.

B. CENAZE (ara böl.)

Rahat bırakın cenazesini bari.
Uzaklaşın çevresinden! !
Cenazesinde rahat bırakın.

Çekil Arınç! Uzaklaş ordan.
Elleriniz değmesin sizin.

Tek, bu yeter.
Rahat uyur …

Sizin soğuk, saraylı ahalisi,
‘yerinizi bilin’ mezajı içeren
ses tonuna ihtiyacı olmaz;
sevgi içeren halktan bir yüreğin! ! ...

Dik duran;
iç ve dış mihraklarca
uğratılan kesintilere memlekette,
Halkı, dik tutan! ! ...

Ankara’da bazı röportajlar yapılmakta:
Halktan bir ses, bir dede haykırıyor
televizyonda şu an, yine:


“Has adamıdı, doğru adamıdı.
Memleket için çalıştı durdu.”

171/2 gündür GATA’da,
izbe şeriatın cebelleştirdiği! ! ...
Envanterin ortaya sunduğu
bir 52 yıllık hayati sonuç, tarihi …

Ülkesinin hikayesiyle eşdeğerdir,
bazı insanların hayat hikayesi! ...

52 yılın korumuşluğun şeffaflığı,
“kavram karmaşası yapmayan bir nezaket’in”
bir sanat adamının,
13 yaşın bir sedasız çocuğunun,
bir de soyunması siyasete;
hele dik durabilmesi -kaçırmadan aklını
ki ya aklını kaçırır da akıllarını yitirirler;
ya da içleri kirlenir, çirkefleşir,
siyasete atılanların-
pek zordur.

Marka yerine, ekol.
Sonradan görme para’nın öcü’nü aşar
her zaman,
doğa’n’ın getirdiği emeğin gücü.

------
MAGARA

magaranin duvarina
hayvanlari tastan oydum
kukrediler karanlikta
turkulerle karsi koydum

karanlikti magara
isigi tastan oydum
usuyordum
bir de gunes koydum

ask oydum magaranin duvarina
ask oydum
agridi taslar
yarildi magara

ben dogdum

Bulent Ecevit (1970)

UCAN DAIRELER

bu sonsuz gok
bizden midir degil midir
bu yildizlar
canli midir cansiz mi

dostlar olmali
bu gogun icinde
dusman olmali

canliysa bu yildizlar
topraginda can olmali
nefes alinmalidir
yasanip olunmeli

insan bu gogun bosluguna dayanmaz
bir koca gogun icinde
bir ufacik dunyada yapayalniz
bir avuc insanla yasanmaz

can olmalidir gogun
yildizlarinda can
bize benzer veya benzemez
dost veya dusman

gelmeliler dunyamiza
icmeliler suyumuzdan

bulent ecevit (1953 - bulent ecevit)

B. (ara böl.) devam..

Yüksek tansiyona bağlı beyin kanaması
18 Mayıs’ta
+=
solunum ve dolaşım yetmezliği.

Lüksemburg’dan sonra Helsinki zirvesini
gerçek bir Lozan yaptı.
Türkiye’yi Batı’ya yaklaştırırken
Kıbrıs’ı da kurtaran kişi mi.
Hem antimilitarist,
hem de böylesine milliyetçiydi.
Açık mavi gömlekli ak güvercin,
siyah kasketi emekçinin simgesi.
1946’da evlenen Ecevit,
“Köy-Kent Projesi’nin fikir babası
ve uygulayıcısıydı.” -
Bolu’nun Mudurnu’sunda
daha sonra Ordu …
Baykal: “Hepimizin öğretmeniydi.”
Erdoğan: “ Aziz Milletime başsağlığı diliyorum.”
: Görmemek için kör olmak lazım.
Hangi dileğin, daha
samimi olduğu,
bir tek lafından bile insanların belli:
Bir laf, emeği kabul edip
kendiyle çeliştirmiyor –
hatta, bir ölçüde
kendiyle alay bile etme pahasına.
Diğeriyse, kopya bir alıntısalla
başlayıp, kısa bir başsağlığı diliyor.

Yılmaz Çolpan Sok.’taki
tepkisi az alınan ve durumu öğrenen yeni,
o postacı da acaba
cenaze törenine gelecek miydi
yoksa üzüntüsünden mi öylece suskundu?
Sokakta tvlere durumu yansıtan bir köy annesi
de aynı görüşte:” Biz de yapacak…
onun izinden gideceyik …”
Aynı bu kadına benzer,
Karslı bir bir annesi –
Karaoğlan ismini ona koyan,
ilk gezisini
oraya yaptığında o, Ecoş,
CHP’yi İsmet Paşa’dan devraldığında:
Nine Şahrazat Şahin: “Ay Karaoğlan, kurtar bizi.”
İlk gezisini köye yaptı, bir zengin kişi.
İşte Türk lider tipi.
Tek yaptığı, savunmaktır milletini.
İşte kahraman Türk ordusu, Mehmetçiği.
Dini de korumaktır görevi,
yobaz fikirleri uzaklaştırarak.
İşte uygulanan, pratik laikliğin en güzel örneği.
Şimdi sormak lazım,
iç ve dış mihraklara:
Dünyanın bu en karmaşık yerinde
ve sizlerle boğuşarak;
Biz ki,
böyle güzel bir dünya yaratarak
dünya içinde! ! ....
…..
Kimse kolay kolay yapamaz bu dirilişi,
bu işleri! ! !
Hem belki hiç,
Atatürk’ün bize getirdiği! ! ! !
(Alt edemezsiniz.
nokta ve nokta, bir kere.)
Bilin bunu ve dostluğa gelin.
(Yetmez arkaplanınız, kendiniz yokolursunuz.)
Dirayetlinin, T.C.’nin, amacı savaş değildir, siz şükredin ki …

B. CENAZE
a.
Mağaranın duvarına
Oydu hayvanları taştan;
Şiir yürekli ak güvercin pır pır,
Jeolog hem de siyaset …

Uğurlanmak günahtır böylelerine.
Başımızın üstünde haleler,
gökyüzünde uçan daireler.
Tütsü gibi hayalgücü kokuyor.
(Çok az rastlanır,
görüyoruz dünyada,
kendini koruyabilene;
işin cılkı politikadaysa
o kişi eğer: kediler evde,
ve işlevsel çay fincanları;
dışarıda ise koca güruhlar
önünde iç muhasebe.
ama bir ruh, hep aynı o.
dürüstlüğü sadeliğin
ütü ve fırça isteyen
insanın giydiği olan belli
bir fani büst ceketin)
11 Kasım günü kaldırılan
bir meleği dinliyorlar.

b.
Gelmedim bilhassa törenine.
(Vazgeçtim, bilhassa gelmedim, gelemedim.
Gelsem kesin bir şey yapacağımı hissettim.
İçimden kopuyor hep
engel olamıyorum
engel olamıyorum bazen gitmelere)
1 kişi de olsa
o akın eden 1 milyon
üzerine..
,istedim ki geride kalsın,
asla uğurlamasın,
yolculuğa yanaşmasın
yoculuğa yanaşmasın,
seni ölüme taburcu etmesin, etmesin …
çünkü rahat değil gönlüm
bilirim kendime yalan söyleyemeyeceğim
(için affet)
daha işlerini bitirmemiştin.
Ak güvercin artık Sezer'de:
Bir Porsche çarpıp yenisine nakit saymak …
Ceketi hangi Suudi mağzadan?
Yırtılırsa eşi diker mi?
Yoksa hemen alır mı yenisini?
Alır alır!
Yalvararak konuşan sığıntı
taklitleri...
Ak güvercin yakışmaz artık,
dalaverecilerin defolmalarına prim tanınmadıkça..
Bülent, kuş gribi de olsa
başka şey de;
kanatlıya kanatlı demeyendi.
Başka birini kendi gibi görmekle başlar her şey.
Empatiden atıp tutmakla:((! !)
nereye varılacak …
Budur yaratıcılık, hayal gücü, esin …
ve esini almak,
kendine dahil etmek …
Huzur içinde yat Ecoş,
(Şöyle diyecekler ileride, sana dair:
George W. Bush, Irak’ta yenildi, kuyruğunu kıstırdı,
tekrar Saddam’dan medet umdu –serbestbırakmaya onu.
Tayip, cenazedekilerden korktu;
olay olmaması için çağrılarına başladı.
Eyy, sessiz cesaretin timsali! !
Giderken bile doğruları gösterdi ya bedenin! ! ...)
Huzur içinde yat Ecoş …
Zongudaklı maden işçileri anacaklar
Zongudaklı maden işçileri anacaklar. Yüreğim feda onlara
Ve tüm asalak para babalarının yaşamasını sağlayan
suçsuz, günahsız fakir fukara
Ve Kocatepe: Ne uğurlu gündü benim için,
Ata’yı ziyaretin laisizme! ! ! ...
Huzur içinde yat Ecoş! ! Ben de tam inandıramadım ‘cepheden gelinen’i zoraki’..
iyi bir erkek bulunacağına dünyada …
Genel geçere inanır, genel geçer düşünen ya da buna ‘zorlanan sessiz’
Halkların gözü bağlanır, dili bağlanır, dizi açıktır, gidemez, ilerleyemez …
İnadına gittin Kocatepe’ye o halinle, herkes alkışladı
Ama hasta düştün. Ben de uğramıştım, anlıyorum gönülden,
eksi bilmem kaçtı, beş dakikalığına,
Ne güzel de bıcı bıcı yapıp süslenmiştik.
Sonra artı 42 dereceyle yatalak kaldık
Ne halisünasyonlar görmüştüm ateşli halimde:
Çivi çiviyi sökermiş, eksi artıyı, artı eksiyi ……….
Şehirlisin, kövde doğmadın: Köyde doğmadan köylülerin aynası, ana/yasa/sı oldun.
(Bu anonim gönül yasasını sezmiş olacaksın ki,
kalktın gittin Atatürk gibi, yenip onu, sonra getirdin, sundun, “bakın.” Diye İsveç modelini)
Ne gruplar sardı çevreni, ne gruplar sardı çevreni! ! ……..
Zonguldaklı maden işçilerimiz! Karslımız, Edirnelimiz, Yozgatlımız, Niğdelimiz,
Çorumlu taksici söylentilerimiz …
(Binbir gece masallarında bin + bir eklemeyi de unutmayan buna, tane Dubai çıkan, çakan ;)
Bize hasıstır BİZ! ! ! (kimseye de benzemek zorunda değiliz..) .
(Anlıyorum seni, yaşamıştım ben de kendimce bunu; bir hademe bir müdür muavini, bir çayhane personeli bir müdür)
kuş.
Kuş gözüyle bir kuş.
Arkanda ne şirketler bıraktın.
Ne de kayırdığın adamlardı bıraktığın.
Şöhreti, parayı sevmeyende güç bulamayacaklarını bildikleri için;
budala insanlar, böyle ayak kaydırmaya meyildir.
Çok iyi anlıyorum seni, sen de gördün, yaşadın, nasibini aldın.
Gagası avr ağzı yok(, yan yan meraklı bakar, sonra döner masumca ekmek gagalar.)
‘Amerikan senatörleri ilÆ.B. Lordlar Kamarası’nın başa geçir€mediği’nin! ! !
Kuş gibi uçtun, -öyle şeref, öyle haysiyet
- kuş gibi çakıldın. Allah rahmet eylesin,
mekanın cennet olsun.

Sen,
neysen oydun, …

Karanfiller altında ışıldayan kortejde duyuluyor bir ses,
Bir işçi:
“Yıl 975, 800 lira yapmıştı maaşımızı, hey gidi..” ağlamaklı …

Huzur içinde yat Ecoş! !
Parti simgen simgen değil yüreğindi
ahh ahhh
(ak ya da gri,
Açık mavi gömlek iççii, emekçi, aliiciii)
güvercyndir
/(kanatlı derler aldırma! !
hasedin kör batağındakilerdir onlar, çekememenin
Ya da kendi varlık bilmecesini arayanlardır,
kötü ya da cahil cühela yoldan;
uçmaya çırpınan, tek yaptığı yükselmeye çırpınmakolan
tavuk yolup, yakıp, atıp çukurlara, gömen zevkle)
istikbal göklerde,
bir kuş.,

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 6.11.2006 14:56:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


AÇIKLAMALAR: “A.ÖNCESİ – KARGA, NE DEDİ” AÇIKLAMASI: (eski açıklama) Prehistorik, Kuzey Kıbrıs güzellemesi. not, prehistorik deyişteki tek sebep; 'güzelleme' cinsinin duygu bağlamında şekle göre daha çok etüt edilmiş olmasına verilen değer... bla talepkar gerekliliğinden (dolayı) .. :) [yoksa geçmişler hep geçmiş, ama gelecekler daha istikbal.] bir 'siyaset meydanı' ardından, Ecevit'in Kocatepe vukuatı, GATA'ya götürülüşü üzerine. sürçül ihsan varsa affola sevgiler akın akça (bu bölüm çok daha öncesinden yazılmıştı, bugüne denk geldi. “A” ve “B” bölümlerine denk geldi -Yeni dip not) GENEL Bİ AÇIKLAMA: Not: Karga lafı, genel bi laf değildir. Babam derdi ona, espriyle karışık, böyle. A BÖLÜMÜ AÇIKLAMASI: Yer yer satırlar içe girip geri geliyor vs, girinti çıkıntı.. Asıl şeklen görmek isteyen blogcuda bulabilir. Linkler kısmımda var. Kargacık burgacık algılanmasın diye dedim bu açıklamayı. Aranmaz ya, Başka amaç aranmasın. Atilla İlhan için de bir şiir yazmak istiyorum. Yaşamayı hak eden bir büyük şaire. Bilgi toplamak istediğimden yazamadım bugüne kadar. Kapsamlı bir şey olmasını istedim. Not2: İdeolojik bir şey amaç değil, propaganda sanan sanırım bir kez olmuştu. (İdeolojilerden, akımlara körü körü kapılmalardan, kendince yaratılmadan ‘kopyacılığa etken moda’dan, popülaritede tüketimi’nden ve v.s. olabildiğince uzağız biz.) İlk ve son kez, demeliyim bunu da.) Çünkü 1 kez bahsi geçmişti burda. Böyle, bir şiir. Gene ele alınacak. İlk şekil. Bazı kronolojik hatalarım varsa, çıkarsa, v.s., söylerseniz sevinirim, düzeltiriz hepberaber. Şimdi önemli olan nokta, Rahat uyusun. Ülkenin başı sağolsun. Yazılar yer yer çeşitli biçimlerde girintili çıkıntılı. Şekil hesabı, blogcu linkimden görülebilir aslı. Bülent Ecevit'in Uçan Daireler ve Mağara şiir'ine göndermem (son bölümün ilk kıtası) Son bölümü bugün bitirdim, bu düşünceyle birkaç gün önce astığımda geri pasife çekmiştim. Son bir haliyle ekliorum - ne desek az. tarih yargılayacak ve kimlerin ne hinlikler yaptığını ortaya koyacak. geriye dönüp bakıldıkça Ecevit'in değeri anlaşılacak.. bir edebiyatçı olarak da, harika bir ilhamcı altyapısı olan biriymiş. hayalgücü ve samimi duyguları inanılmaz. bunu uçandaire şiirinden jeolog şiirine ve mağara şiirine kadar v.s. görmek mümkn, ya da en azından öyle anladım. çanakkale şiirinde ise, ne kadar objektif bakabildiğini görüyorum olaylara. bunun yanısıra, tamamen bir milliyetçi. dürüst bir karakter. neyse, mekanı cennet olsunn nur içinde yat Ecevit hepimizin başı sağolsun dostlar. bugünlerde klasik olacak ama, ceketini askıdan alıp giyinen biriydi. bizden biriydi. bir insandı.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Akın Akça