Renkleri ürkütüyor bu görünürlüklerin
Tökezleyerek kaçıp gitmeyi yedekte tutuyorum
Sağanaklarla birlikte olmak
Bir duvara yapışmayı kurtuluş sanmak
Kolaycılık belki
Ama olasılık
Katıla katıla ağlamak mı
Devriyeler görürse yüzüm kızarır
Düşünülmüş olmalıyım birilerince
İblis olup gelmeli şuracığa
Koklamak bir güz zambağını
Mavi ve kibirli gölgelerine yanaşarak
Düşle gerçeğin o ince çizgisinde tutunarak
Benim de hakkım herkes gibi elbette.
Ne görürüm ne duyarım
Bir yerlere gömülü olduğumu
Uyuşturulmuş bir denizin ortasına
Atılmış olmak sadece bir ayrıntı işin aslı
Yol yordam bilmez bir çıkmaz çünkü burası…
yirmidokuzkasımikibinonüç
Necdet ArslanKayıt Tarihi : 29.11.2014 13:53:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Necdet Arslan](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/11/29/karekok-yikintisi.jpg)
Yine karamsar bir tabloyla sonlanıyor şiir. ' benden sonrası tufan' der gibiydi sanki şair finalde... Kutlarım öğretmenimi ve şiirini. Nicelerine...Esenlikle...
Varacağı yer, işte o uyuşturulmuş orta oyunudur... Sahnesi ister deniz olsun, ister Sina çölü... Yol, yordam yok ise ne fark eder... Sonunda bir duvar bulur belki, yaslanacak...
Yüzümüzü kızartmadan biz de buluruz bir zambak nasılsa...
Tebrikler şiire ve değerli dostuma...
''Yol yordam bilmez çıkmaz''ları dışlayarak yaşama gayretinde olmak en güzeli sanırım.
Kutluyor ve tam puan+Ant. ile selamlıyorum kaleminizi.
TÜM YORUMLAR (4)