Kardeşiz Seninle Şiiri - Adnan Şahin 2

Adnan Şahin 2
295

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Kardeşiz Seninle

Yüreğimden
yüreğine
uzanıyorum.
Çok uzakta değilsin,
yabancı da değilsin.
Sanki;
yıllardır biliyorum seni,
yıllardır seviyorum sanki.
Hiç kopmadın benden,
hiç gitmedin,
güle koşarken,
kır çiçeklerini hiç incitmedin.
Yanımdaydın hep,
İçimde,
gözyaşlarımın tuzunda,
Umutlu rüyalarımın
o mutlu resminde,
sen hep varsın.
Çünkü biz kardeşiz senle.

28 Nisan 07

Adnan Şahin 2
Kayıt Tarihi : 3.5.2007 19:24:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Günün Köşe Yazıları L.Doğan Tılıç [email protected] En korkunç yoksulluk 28/04/07 Henüz Meclis'te oturum başlamadı. 367 bulundu mu? Bilmiyorum. Ben oturmuş yazımı yazıyorum. Geçen gün de yazdım: Cumhurbaşkanlığı süreci nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, bu iş artık bitti ve 'Neo-liberalizme, gericiliğe ve ırkçılığa karşı eşitlikten, özgürlükten, demokrasiden yani emekten ve halktan..., emperyalizme karşı tam bağımsızlıktan... yurtta ve dünyada barıştan yana tavır alanlar' artık seçimleri önlerine koyup ona hazırlanmalı. Türkiye, 1 Mayıs 1977'de tanık olduğu o katliamdan bu yana, pekçok vahşet fimli izledi. O filmlerin hepsinde, baş değilse bile, başaltı rollerde oynayan 'iyi çocuklar' oldu. Kimlere 'iyi çocuk' denilmedi ki şu güzelim memlekette, Ağca'dan bu yana. Kartal Demirağ da 'iyi çocuktu', Danıştay saldırganı Alparslan da, Hrant'ın katili de, Malatya'da kıtır kıtır insan doğrayanlar da 'iyi çocuk'tular. Şimdi, YÖK baskıncısı Nurullah için de aynı şeyi söylüyor ailesi. Cebinde 'Kuvvacı' kartviziti, odasında seccade, gönlünde de bir 'dansöz sevgili' olan Nurullah 'Mutlaka kandırılmıştır'. Başka türlü olamaz, çünkü '0 çok iyi bir çocuktur'. Biz 367 sayarken, memleket, 'kandırılmış iyi çocuklar'ın namluları ve bıçakları ucunda, öylece izlediğimiz ürpertici bir film setine dönüşüyor. 0 sahnede, Taksim'de, bundan tam 30 yıl önce, 1 Mayıs'ta, 34-36-37 değil, tam 42 kişinin katledildiğini yazıyordu dünkü BirGün. O katliamdan Susurluk'a, Susurluk'tan Şemdinli'ye, oralardan Dink'e, Malatya'ya uzanan ilişkiler takılıyor akıllara. Ve on yıllardır iyi çocuklar kandırılıyor hep! Bir de asla kandırılamayan iyi çocukları var memleketin. Öyle tırnak içinde 'iyi' falan değil; gerçekten iyi, insan gibi insan, şiir gibi temiz çocuklar... İşçi, işsiz, kadrolu, kadrosuz, yoksul; öyle yoksul ki hem kandırılan 'iyi çocuklar' zengin durur yanlarında, ama onurlu çocuklar. 'İşçi, emekçi, örgütsüz, sahipsiz' ama 'onur'larına 'sensiz kalacağıma ömür boyu hapis yatarım' diye dizeler yazan çocuklar. Bilecik Bozüyük'ten Adnan onlardan biri. Altısı oğlan en küçüğü kız, yedi kardeşin beşincisi. Çocukken de işçi, şimdi de. 'İlkokula başlayıp da az buz matematik öğrenir öğrenmez', simit satmış, ayakkabı boyamış. Sonrası da farklı değil: 'İlkokul ikinci sınıftan üçe geçtiğim yaz tatilinde, bir berber dükkânına çırak oldum ve o yıldan sonra, lise sona kadar da her yaz tatili, birçok meslekte çıraklık yaptım. Sıcak demircide, örsün üzerinde ustamla ahenkle ve sıra-sıyle balyoz vura vura, balta, kazma, keser, pulluk dövdüm. Ustamın elektrik kaçıran antika kaynak makinasında defalarca çarpıldım. Gözlerimi kaynak ışığı aldı; annem birçok geceler patates bağladı gözlerime, ağlaya ağlaya uyuya kaldım. Sonraki yaz tatillerindeyse, çaycı çıraklığı, sanayide motorcu, kaportacı çıraklığı yaptım. İyi bir öğrenciydim aslında, orta birde başarılıydım, ancak 80 darbesi, iki ağabeyimi, devrimci düşüncelerinden ötürü, dört duvar arasına kapattı ve tabii ki etkilendim. Orta iki de iki sene kaldım, bu boşlukta da camcı çıraklığı yaptım.' Adnan, her 1 Mayıs'ta, meydanlarda olamasa da yakasına bir kırmızı karanfil takar çalıştığı fabrikadaki arkadaşlarını kutlarmış. Peki, ya bu yıl? 'İnanın hiç içimden gelmiyor; ne meydanlara gitmek, ne de kırmızı karanfiller takmak' diye yazmış Adnan. Belli ki, umudu kırılmış biraz. Oysa yoksullukların en korkuncudur umut yoksulluğu. Hani, ekmeksiz susuzluk bile yaşanabilir belki, ama umutsuz asla. Sola, sosyalistlere, sosyalist partilere bir görev düşüyor şimdi: Ne yapıp etmeli, umudunu beslemeli Adnan'ın. Güzel günleri olacaksa eğer memleketin, umudu güçlü ve asla kandırılamayan iyi çocuklar sayesinde olacak. Çağlayan'da 'Ne şeriat ne darbe' sloganının da atılmasını sağlayanlar sayesinde olacak. 1 Mayıs'ta Taksim'de ve diğer meydanlarda olanlar besleyecek o umudu. Tak-sim'i herkese açıp işçilere kapatanlara inat, o en korkunç yoksulluğa, umut yoksulluğuna teslim olmamalı. Annesinin patates bağladığı gözlerinde Adnan'ın, umudun ışığı parlamalı hep!

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!