neyimize yetmedi ki
bir karış toprak
düştük bir oyuna
düşürdüler bizi birbirimize
gülmeyi unuttuk önce
sonra selamı sabahı kestik
çoğumuz kara kaşlıydık
kara gözlüydük
bazımız sarışındık
güneşten almıştık rengini
gözlerimiz mavi denizlerin
umut dolu yansımasıydı
ne oldu da ayrıma gittik
önemi var mıydı?
ayrı dilleri konuşmamızın
önemli miydi?
başka milletlere mensup olunması
aynı düşünceyi paylaşmak zorunda değildik ki
ama inanıyorduk
bu topraklar hepimizindi
bir el gibi olmaktan neden bıktık?
beş parmağın hangisini
kesip atabiliriz ki?
kardeşliğimizi bozan neydi?
toprak sevdasıysa
herkese düşen bir karış toprak zaten var
herkes er kişi niyetine
doyacak zaten o kara toprağa
göremeyecek gözler bir daha
bu güzel vatanı..
yalancı cennettir bu dünya..
bu dünya fani
dedelerimiz değil miydi,
kimseyi ayırt etmeden
savaşan koruyan
uğrumuzda ölen
o bayrağa rengini veren
şehit kanlarıydı da
millet adları mı yazılıydı üstünde
herkes bir coğrafya da doğmamış olabilir
herkes acılı baharatlı yemeyebilir
ama herkes bir vatanın bir bayrağın altında
neden ekmek derdinde değil
aynı anda sevemediğimiz her şey için
ayrı düşmenin anlamı var mı?
ekmek yedikleri ele ihanet edenler
elbet bulurlar cezalarını
bu dünyanın bir de öte'si var
bir gerçek daha var ki,
ölüm kadar gerçek
yanan yürekler analara ait
dini dili ırkı ne olursa olsun
kendinden toprağa
karışan parçasına yavrusuna
yanan yürekler
akan yaşlar var
barış içinde yaşamak varken
neden küstük ki?
üvey evlat diye bir şey yok
ama neden serpildi yüreklere
hain nifak tohumları
bu kadar mı kolay her şey
bu kadar mı haklı herkes
gelecek bir adım sonrası
ölümden sonrası gelmese de akıllara
geride kalan yavrulara
bırakılan cennet bir vatan olmalı
kardeşlik duygusu aşılanmalı
yalın ayak gezen yavrulara,
açlıktan kıvranan ekmek çalan çocuklarımıza
keşke ayakkabımızı cebimizde ki
ekmek parasını verebilsek
o vakit insan olduğumuzu hatırlardık belki
anlamak için aynı yerlerde olmamız mı şart?
kendi evladımızı yerlerine koymalıyız
bu ülke bizim
Atalarımızın emaneti
çocuklar geleceğimiz
onlara barış duygusunu kardeşliği
birlik ve beraberliği öğretmeliyiz
bize bizden başka dost olmadığını
anlatmalıyız..
kaybettikten sonrası yok
sahip çıkmamız gereken bizim toprağımız
bizim çocuklarımız
kaybetmeden kazanalım..
kaybettikten sonrası çöle sahip olmak gibi..
Kayıt Tarihi : 17.4.2007 12:58:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yaşasın Halkların Sevgili Dili.. Yılmaz Erdoğan
![Gül Doğan](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/04/17/kardes-degil-miyiz.jpg)
sahip çıkmamız gereken bizim toprağımız
bizim çocuklarımız
kaybetmeden kazanalım..
kaybettikten sonrası çöle sahip olmak gibi
Duyarlı,anlamlı şiire tebrikler...
Kutlarım
Mustafa Yiğit
hepimiz aynı hamurun ekmeği değil miyiz..
neden bu ayrılıklar neden bu dışlayıcı tutumlar..
selamlar..
herkes er kişi niyetine
doyacak zaten o kara toprağa
göremeyecek gözler bir daha
bu güzel vatanı..
Çok güzel anlatmışsınız. Tebrik ederim. Ama Yılmaz Erdoğan'ın şirlerini okuyunca derinde yatan başka anlamlar çıkarıyorum ben. Belki bana öyle geliyordur. Umarım samimidir... Bu güzel ve anlamlı şiir için tekrar teşekkürler.
TÜM YORUMLAR (4)