çocuk masumiyeti ile,masum gözlerle,masum yüreklerle yaşardım toz pembe bir dünyada nefes aldığımı sanırdım..bilmeden dünyayı..herkezi kendim gibi görür, sever güvenirdim..
ben yaşadım sen üzülme..gayr-ı meşru hayatların pusularını...ben gördüm denizin mavi sularında çöl yangınlarını....mağrur gözlerle seyrederken etrafımda dönen dolapları kuru bir yaprak misali savruldukça tanıdım hayatı....bilemezdim insanın insan eti yiyebileceğini.....gerçekler kurşun gibi işlerken bağrıma, öğrendim kendi yaralarımı kendim sarmayı hiç lüksüm olmadı lükste gözümde olmadı zaten.......onlar menfaatleri için satarken ruhlarını, ben sakladım çocuksu saf tertemiz duygularımı kimi şan şöhret ve paraya tamah ederken, bunlar için binbir pisliğe bulaşırken ben fakirlik dergahında saraylar inşaa ettim...gökdelenlerde şehvetleri uğruna inançlarını üç beş puşta peşkeş çekerken, ben onların adına utandım..kalplerini dünyalıklara pazarlarken, ben kalbimi gözyaşlarımla yıkadım....dönüp ardıma bakmadım....
zulmün beşiğinde kundaklarda can verirken bebeler gözlerimde yüreğimde kanlı yaşlarla
ağladım...silahlara taş atan ayakları çıplak çocukları gördükçe rabbime yalvardım...
ben yaşadım.....sen üzülme asi kardelenim.....bilirim zemheri gecelerde yalnız kalmanın acısını......
dost diye omzuna yasladığım başın celladı dost dediklerim çıkınca, en can bildiğim yüreğimden
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Tek kelime ile 'mükemmel...
Bir yaşamı bir anda yaşıyorsunuz. Sanki tutsan tutacaksın kelimleri. Sanki birileri fısıldıyor sana nağmeleri. işte öyle.
Başarılar diliyorum :)
ÖZKAN EGE / İnsan Grubu
Yoruma gerek duymayacak kadar içten, samimi ve duru.
İkiyüzlülüğün, riykarlığın kol gezdigi bir zamanda
çocuk masumiyeti ile,masum gözlerle,masum yüreklerle yaşardım toz pembe bir dünyada nefes aldığımı sanırdım..bilmeden dünyayı..herkezi kendim gibi görür, sever güvenirdim..
ben yaşadım sen üzülme..gayr-ı meşru hayatların pusularını...ben gördüm denizin mavi sularında çöl yangınlarını....mağrur gözlerle seyrederken etrafımda dönen dolapları kuru bir yaprak misali savruldukça tanıdım hayatı....bilemezdim insanın insan eti yiyebileceğini.....gerçekler kurşun gibi işlerken bağrıma, öğrendim kendi yaralarımı kendim sarmayı hiç lüksüm olmadı lükste gözümde olmadı zaten.......onlar menfaatleri için satarken ruhlarını, ben sakladım çocuksu saf tertemiz duygularımı kimi şan şöhret ve paraya tamah ederken, bunlar için binbir pisliğe bulaşırken ben fakirlik dergahında saraylar inşaa ettim...gökdelenlerde şehvetleri uğruna inançlarını üç beş puşta peşkeş çekerken, ben onların adına utandım..kalplerini dünyalıklara pazarlarken, ben kalbimi gözyaşlarımla yıkadım....dönüp ardıma bakmadım....
zulmün beşiğinde kundaklarda can verirken bebeler gözlerimde yüreğimde kanlı yaşlarla
ağladım...silahlara taş atan ayakları çıplak çocukları gördükçe rabbime yalvardım...
ben yaşadım.....sen üzülme asi kardelenim.....bilirim zemheri gecelerde yalnız kalmanın acısını......
dost diye omzuna yasladığım başın celladı dost dediklerim çıkınca, en can bildiğim yüreğimden
vurunca o büyük meleğe mektuplar yazdım alsın bu canı yaşanmıyor bu acılarla....sevgi tohumlarını yürek bahçeme ekenler, onu özene bezene büyüttüler bilemezdim hasat
zamanı sevgileri katledecek katillerin onlar olacağını....her vuruşlarında yeni bir ben oldum...her öldürülüşümde yeniden doğdum kardelenim.....
o masum çocuk değilim artık...sevgileri kendim ekiyorum gönül toprağıma ve bir ben var oluyo-
rum beni tanıyamadan...yaralarıma tuz bastım daha çok acı çekmek için çünkü acılar özgürlüğümü ve asi yanımı kamçılıyor...fırtına öncesi sessizliği duyabiliyorum, hazırlıyorum kendimi.....artçı depremler vız geliyor şimdi gönül dünyamda hazırım en şiddetli yıkımlara.......
el sallamıyorum giden gemilerin ardından biliyorum dönecekler, dönmeselerde ben gideceğim dilimde bir asinin öyküsü, bir asilik türküsü ölümden korkum yok biliyorum hesap vereceğim yeri......her acı görüşümde ellerimi açıp rabbime miraca varıyorum sessiz çığlıklarla...dört bir yanıma tuzaklarda kurulsa bu ceylan biliyor tuzakların yerini..keşfediyor hazırlanan pusuları tanıyor artık kahpeden kahpe suratları......şeytan olmadığıma eminim...ama şeytanlara şeytanlık gelince aklıma karanlık suratlara yetim kalan yüreğimde binbir şeytanlık planlıyorum...kimsenin bilmediği işkenceleri tanıyorum, düşlerimde zalim yüreklere öyle işkenceler uyguluyorumki kendim kendimden korkuyorum....
...oysa...menfaatsiz dostluklara aşkı yüreklerinde mabet yapanlara, pak suratlara, ak alınlara
rahat vicdanlara sevgiyi bilenlere hazır bu yürek köle olmaya...........
ben yaşadım.............. sen üzülme kardelenim.............
susturmaya çalıştıkca zalimler,inancın,sevdanın,özgürlüğün sesini çığlık çığlık büyüyecek
aşk...geleceğe ulaşacak doğan her bebekle büyüyecek çoğalacak....karanlığı yırtacak aydınlık kazanmak yenilgi ile olur bazen...biz yenilsekte koşacağız yenilginin diğer adı zafere.....
ben yaşadım sen üzülme asi kardelenim.......
acıları gömdüm gözyaşlarım acıdan değil,yarınların aydınlık olacağından umutlu olduğumdan akıyor....yanıyorum susuyorum güzel yarınlar için......en büyük zulümlere kucak açıyorum..hadi vurun bekliyorum,kahpe kurşunlar sıkın bağrıma,hain pusular kurun,korkmuyorum......
her salisede binlerce kez ölmeye razıyım......
ölüyorum ölümsüzleşmek için........
kimseye borçlu değilim, kalbimi sevmeyi bilenlere, aşıklara hediye ediyorum....
canımı inancıma inananlara adıyorum.........
içim içime sığmıyor...dünya dar yetmiyor..aşkı bilenlerin yüreklerinde doğuyorum....hırçın dalgalarla savruluyorum.....kayalara her çarpışımda acının verdiği hazzı seviyorum....
ben yaşadım asi kardelenim sen üzülme................
üzmesin seni olanlar bu yürekte her acıyı kaldıracak güç var..
her salisede binlerce kez ölmeye razıyım....
yarınlarda doğabilmek adına........
serseri mayın misali dolaşıyorum...nerede patlarım bilinmez..ben geliyorum önümden kalkacak karanlıklar...ardımda güneşle doğuyorum....bir mapushanede olacak belki doğumum,belki bir idam sehbasında ipe çekilirken doğacağım....aşk yolunun yolcusuyum....gelin artık ardımdan inanlar
buram buram aşk kokanlar yolun başında sizleri bekliyorum asilik sancağı bende korkmuyorum adalet dedikleri adaletsizlikten ben serseri bir mayınım dolaşıyorum avareyim nerede patlayacağım ne bileyim
ben yaşadım sen üzülme asi kardelenim............gelinciğim.......gelin çiçeğim..........
ve ödün vermeden yaşamaya devam edeceğim.......
semah döndüğüm dergahta yalvarıyorum.....
........bir tek olana....yaradana........kudreti sonsuz olana.......birtek allah (c.c) yalvarıyorum..........
........bir o yüce yaradana eğiyorum asi başımı.............
........allahım (c.c) .............
kapındayım........
zalimin şerrinden...............
zulümden................
bildiğim ve bilmediğim tüm kötülüklerden................
sevmeyi bilmeyen taş kalplilerden.................
iki yüzlü şerefsizleden.........................
iftiradan...........................
yalandan...................................
sana sığınıyorum..............................
Beraber sığınalım sevgili kızım.
Şu zamanın, arsız zamanın, ruhsuz zamanın, sadece işi ikiyüzlülük ve riyakarlık dikeni yetiştiren zamanın kör gözüne kör kurşunlar eritip sana geliyorum.
Senden sana gelmekten başka ne amacım ne de çarem var. Kabul et nolur. Nicelerini kabul ettiğin gibi kabul et.
Bu zamanda bu dünya mezbeleliğinde bitirdiğin gülün güzelliği adına kabul et, sana geliyorum.
Gönlüne sağlık kızım.
Selamların en güzeliyle.... Yarlar yarıyla.,,,,,Kardelen baharıyla....Yetimler yetiminin yüzü suyuyla...Vuslat umuduyla..sana geliyorum.
Baban
Zülfikar Yapar Kaleli
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta