Kardelen (Ümide Nazireler)

Mustafa Acıoğlu
322

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Kardelen (Ümide Nazireler)

Güneş doğacak birazdan
Dörtnala atlılar geçecek yüreğimden
Ben seni düşüneceğim
Kurtbaşlı tuğların
Sinan parlaklığınca
Yağan yağmur
Silmeden nal izlerini
Ben sana geleceğim
Bekle beni kardelen

Türkistan’da Ötüken’de
Altun ışık
Orhun’da kılmıştı kararın
Suları pırıl pırıl
Tertemizdi
Kana kana içtim kardelen

Sonra o kuytu ormanlarda
Ulu ağaçların uğultusu
Ulu kocaların homurtusu
Hep kulaklarımda
Vahşetin yeşil musikisi
Nota nota çalındı
Deli kocanın kopuzunda
Zifiri bir yalnızlıktı yokluğun
Seni düşündükçe
Susuyordum kardelen

Ne Volga ne İdil ne de Selenga
Ne Baykal ne Balkaş
Kandıramıyordu beni
Çıkıyorduk renk renk yeryüzüne
Yorgundum
Yılgın ve şüpheli
İliklerime kadar ve sırılsıklam
Bir yeşildim
Bir kırmızı
Çile çekenler anladı beni kardelen

Aral gölüne uzandım
Sularda görebildiğim
İki şey vardı
Deri kemik ellerim
Bir de gözlerin
Beni çağırıyordu sana
Ağlıyordum
Am-u Derya olup
Aral’a döküyordum içimi

Alıştım bre
Bir elim asya
Bir elim Avrupa
Ayaklarımı göremezdin
Ta kuzey Afrika
Öyle uzaktaydı
Sağ kolumu kestiler viyanada
Bir şafak vakti
Alman seferleri boyunca
Anlatsam maceramı sana
Yakına gel
Arkamız mehteran
Önümüz Süleyman
Yalnız değiliz kardelen

Tut ki surlarda
Benim kalbim atıyor
Top yerine
Kanijede estergonda
Tut ki gözümün biri ufuklarda
Diğeri sana bakar
Tut ki ben güneşim
Ben toprak
Al
Varlığına sebeb
Beni kıl kardelen

Taşkent yaylasını bilirsin
İlkin seni
O yeşillikte gördüm
Martın ondördüydü
Korkaklığına diyecek
Yoktu güneşin
Pusmuştu bulutlar ardına
Bir yeşil elbisen vardı
Bir gözlerin vardı
Bir sen vardın
Ama ben yoktum
O diyarlarda

Semerkantta
Seni düşünüyordum farabiyle
Bilmem nerden geldi aklıma
Çamçaklarda yudum yudum
İçerken ellerini
Yörük kısrağının kımızınca

Mostar köprüsü üzerinde
Birisi falıma baktım
Dedi üç günde öleceksin
Oysa üçbin yıldır ben
Seni arıyorum
Kapılara sığmıyor umutsuzluğum

Afyon yüklü mavnalar
Geçer çin denizinden
Biri geçmişime sövdü
Geçmişim senle güzeldi
Kirlettim affet beni
Kardelen

Bosnada minareler yıkıldı üstüme
Türktüm kabul etmediler Kudüse
Yoksulluktan
Düşemedim kabe yollarına
Gelme diyorsun
Ki bu gel demektir
Birazdan akşam olacak
Canım türkü dinlemek istiyor
Ama ben
Sana gelmeliyim

Şimdi akşam
Ne jazz
Ne rock and roll
Ne de beethovenin
Dokuzuncu senfonisi
Bir zafer marşı çalınır uzaklarda
Güneş ardımda kaldı bak
Gel artık
Yeniden başlayalım sayfalara
Gel
Gel artık

Bemolleri minörleri kaldıralım
Donun minin lanın önünden
Onlar da geçsinler tabii hallerine
Bırakalım dünya
Dönsün alabildiğine
Ölmek
Daha kolay ne var
Yaşam sensiz
İmkansız kardelen

Git dersin
Gayri nere gideirm
Birazdan gece olacak
Kör bıçaklar parçalayacak yüreğimi
Çökecek yine üstüme yalnızlığım
Pis bir cıgara kokusu gibi
Seni düşüneceğim ben
Stepler ortasında yüreğimden
Bir gözümde kılıç pırıltısı hazin
Bir gözümde nal izleri
Durup durup ağlayacağım
Hışkıra hıçkıra
Silmeden gözyaşlarımı
Ağlayacağım kardelen

Sen bu ayrılıklar iiçn mi yaratıldın?
Söylesene ha?
Bu zehir zemberek
Kederler için mi?
Bak karadağın şaman hocası
Dedi ve sazı kesti
Tüm ateşler söndü obada
Korkma
Uzat
Ver be elini uzat
Yaşayalım maziyi yeniden bir bir
Bak dinle
Gülbank-ı Muhammedi söyleniyor
Toplar suru dövüyor
Fatih şehre giriyor
Sen git diyorsun
Hani kal gibisinden

Bu deli uğultu da nerden geliyor
Ural Altay tanrı dağından mı?
Kim söndürdü ateşimizi
Önümüzü görelim yakalım da
Önümüzde bir kapı sonsuzluğa
Sonsuzuz
Şafaklar bizimle dolu kardelen

Bir ışık geliyor
Kör kuyular dahi ışıdı
Yusuflar çıkacak kuyulardan
Renk istiyorsan “al”
Buram buram mavi ve yeşil
Sancaklarca kırmızı
Obalar kıl çadırlar hasebince
Beyaz

Oğuz dededen damar sürüp
Gelsek Kınık boyuna
Cendde yerleşsek obaya
Ceylan çevirsek yesek nar gibi
Ozanlarla ruhumuzu
Ceylanlarla karnımızı doyursak

Maveraünnehre geçsek
Mavinin tonlarında
Hazarı seyretsek
Önümüze katıp
Çağrı beyin Alplerini
İz etsek anadoluya
Erzuruma doğru
Alparslanla tekrar
Diz çöktürsek bizansı
Romen diogeni
Torunlarını
Bir sevdanın destanını yazsak
Tekrar çanakkalede
Arı burnuna conk bayırına

Sakaryadan aksak
Anadolunun bağrına
Ayrılık vakti geldi
Birkaç yıllığına
Sen mazide kalacaksın
Seni o kahbeler sofrasına
Oturtamam kıyıp ta

Ankaradayım ben
Yine bir bahar
Yine tomurcuk beklerken senden
Tam da başını kaldırmışken
Ameriko manyaklar
Urus dangalaklar
Bastılar üstüne
Pis botlarıyla
Derdin yaktı
Bittim kardelen
Umutluyum kökün sağlam kardelen

Mustafa Acıoğlu
Kayıt Tarihi : 18.9.2006 00:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Acıoğlu