Merhaba kardelen çiçeği,
bahar gibi değil mi aşk
dipsiz kuyularda boğulmak gibi belki
yada özlemek
ama çekip gitmek değil
Bu gün uzun insansız yollarında yürüdüm
bu şehrin,
beni tanımadılar biliyormusun
oysa kar yağdığında
o ağaçları koruyan tahtaları ben çalardım
ısınmak için biliyormusun...
hayaller bile kuramazdım
yıldızlar küsmüydü ne
parlamazdı bana gecelerde
geceler kapkaranlık
gündüzler ayna olurdu bana
fısıldadım kaldırımlara
tozlara
havaya benim
ben geldim diye
bak elimde bildiriler, pankartlar
tanımadın mı beni
hani o gün koşmuştuk kurşun sıkılırken arkamızdan
sen gökyüzü olup inmiştin buraya
kaldırım taşları sustu ağzı mühürlenmiş gibi
konuşmadı bana
yaa kardelen çiçeği
öyle yürüdüm bu şehrin caddelerinde bu gün
hani sorardın ya aşk nedir diye
neyi aşk
vatan topraklarını kirleten emperyalizme karşı savaş mı
işbirlikcilerine karşı direniş mi
yarin yanağından öpmek mi, onu özlemek mi
aşk hepsi
biri yok diğeri yok
mesela ölsem diyorum
kuytuluklara gömseler diyorum
bahar geldiğinde çiçekler açmasa üstümde
kaçsalar benden
tam güneş üstüme durduğunda
bulutlar gerse önünü diyorum
yağmur hainlik yapsa
yağmasa üstüme
yüreğimi kirletir mi diye düşünüyorum
yada bir yılan inse göz çukurlarımdan kalbime
sevdamı yok edebilir mi?
bu soruyu sana bırakıyorum...
İşte bak geldik güneşin battığı yere
Küçük insanların boyu uzamaya başladı gölgelerde
‘’sevda ki onu eğilmeden taşıyanlara yakışır’’
dedik türkülerimizde
hoşçakal kardelen çiçeği
gidişler hep hüzünlüdür, hep ağlayışlı
duymadığım sesini
görmediğim yüzünü
umut torbamda geleceğime taşıyorum
ayak izlerime hercaileri takmadan
hercai olmamak önemli
kendine iyi bak
yağmurları kıskandırma gözyaşlarınla
umut sende unutma
elveda
HOŞÇAKAL
Kayıt Tarihi : 20.4.2008 11:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!