Elif lam mim sad ey kutsanmış Kelime
münzevi kalyonlarla nasıl da parçalandım
derinligine sarplaşan kayalık gözlerinde
betonarme öfkelerle cehennem çiçekleri
büyütürken şehvetin gövde güvertesinde
Leylak fırtınalarından gel burgu burgu
Yana döne eflatun bir tufan adabıyla gel
et tersyüz tepetaklak münzevi cesedimi
defnolan bir cesedin yüzyıllık efkarıyla
çürüt nolur göğsünde emzirdigin gölgemi!
İfrazat bir hayvanla salgıla beni durma
Delikanlı engerekler çiftleştir nefesimde
sarmaşık saçlarını bilegime zincirle
soykırımken zikrimde belalı uzaklıgın
katliamdır elbette böğrüme saplı adın
ugultulu iki ülke gibi uzaksa da gözlerin
birinden diğerine transit geçecekken
yüregimi pasaport niyetine kullandım!
çarpışırdık hıncahınç soysuz denizatları
buğulu bir kuyunun korku karanlıgında
edepsiz bir enkazın korkunç kalıntısında
çarpışırken zehirli örümcek dudakların
iffetsizce örülmüş belaltı ağ atardı
yırtarak bir öpüşsek ilmegini şehvetin
kişneyerek, kıskıvrak bir çift kısrak kıta
ağlayıp sızlanarak birbirine çarpardı!
Döv demirden şehveti ugultulu çekiçle
Parçala dalgakıran şu kalbi darmadagın
Damarıma harabeler zerkette beni aglat
çıglıklı, bir çığ gibi koparken yamacından
herveleyle çöktü bak kalbe gerdiğin sırat!
Muktedirken nefesimde istikrarsız solugun
kovuldugum memleketti vahşi vandal uyruğuma
sefalet saltanatı yorgun yoksul yokluğun
ah sevgilim tapınak gibi çınlıyor aramızda
basbariton betonarme o anıtcıl suskunluğun!
Lalezar bahçesinde tarumar edilmişim
Kambur kadırgalar ve kayıp batık kalyonla
Destur et dudagının kıyısına vurayım
Ey Kristal kardelen sen ey kırılgan kadın!
Rahlem ol mızrapsız hatmolan kitab gibi
Sıkışırken göğsünde sancıyla savrulayım!
Yabani vızıltılar göğsümden boşanırken
Ah şimdi kırılgan kardelen içindesin
Uzaklıgına dokunmanın öksüzüyüm bilmezsin
vecd içinde secde ettiğim zehirli dudağında
doksandokuz ismini ezbere zikreylediğim
hafızamda darmadagın şehvetli bir tesbihsin!
Artık rahmet dilenmem kıblesiz ellerinden
Tabutken kadavrama kabre dönüşen kalbin
kıyısında savrulan ben o sürtük sürüngen
sancıyla kaldırsınlar o halde cenazemi
yontmamermer bezeli şahmusalla göğsünden!
Elif lam mim sad ey kutsanmış Kelime
betonarme öfkelerle cehennem çiçekleri
büyütürken şehvetin gövde güvertesinde
münzevi kalyonlarla nasıl da parçalandım
derinligine sarplaşan kayalık gözlerinde
git de tutsak et beni kördüğüm dilsizliğine
Ey kırılgan kadın sen ey kaprisli kardelen
Defnolmadan son kez fışkır haydi göğsümden
kim fark eder çürümüş bir aşkın eşgalini
milyonlarca kardelen cesedimde solmuşken
Kayıt Tarihi : 3.6.2008 15:32:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kaan Kılıç](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/06/03/kardelen-184.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!