Yıl 1918-1919
Ve
Karayılan Hikâyesi
Ateşi ve ihaneti gördük
ve yanan gözlerimizle durduk
işte sana geliyorum
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek
Devamını Oku
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek
Sayın Pıt pıt lacivert,
Sana helal olsun, siteyi ayakta uyutuyorsun ya. Aslında sen akıllısın da(!) site aptal. Öyle düşünüyorsun değil mi? Ama gene de haklısın. Çünkü, kendini akıllı sanıp, seni ciddiye alan salaklar var bu sitede.:))))
Sayın Selçuk,
Ben sizi kastedmedim, bazı kalın kafalılar bu sitede,
kendini allame zannedip, güya, millete vaaz veriyor, ama, şunu da söylemeden geçemeyeceğim: herkes anladığı kadar zekidir...
Çocuk karne elinde eve girmiş: “Baba/anne, çok sevinçliyim 9 pekiyi ve sadece bir iyi’m var karnede”
Baba yanıt vermiş: “Oğlum iyi iyi de o iyi hangisi ve neden pekiyi değilde iyi? Öbürlerini boş ver de sen onu anlat bakalım kerata.”
**-'Sınıfımızda adeta sıra dışı çok efendi bir çocuk var ve birde yaramaz mı aman Allah yaramaz biri, inanamazsız. Hangisini anlatayım?'
-yaramazlığı neymiş ki merak ettim?
***-'Üç harika film var: 2 si iyi bir komedi ve digeri ise ağlamaktan duramayacağın çok mu ama çok açıklı bir film . Hangisi olsun?' Siz cevap verin.
....
Örnekler daha çoğaltılabilir ne yazı ki toplumumuzda bir tespitte yaşamın pek çok alanında; yetiştirmeden eğitime, filmden, siyasete, inançtan, insan ilişkilerine ve gün be gün izlediğimiz aktüaliteye kadar OLUMLUDAN çok OLUMSUZLUĞA şartlanmış bir toplum…
Burada ise kimi tellallık yapan ve ciddiye dahi alınmayacak (ve bunu anlar anlamaz özellikle şahsi tartışma ve adını zikretmeden kendimi arındırdığım) kişiye bu denli ilgi verilirse adam da kendini tabi ki aynada dev görecek, beyinde iq su Fışkıran zekalı, duyguda ise.... onu da siz tahmin edin..
Bu denli rahatsız olduğunuz kişiye bu denli zaten arzu ettiği ilgiyi ona verirseniz, olacağı da bu tabii.
Saygıyla..
'... Şahini, senin bu hâllerini görünce ne aklıma geliyor biliyor musun? Don Kişot! O da, şövalye romanlarını okuya okuya kendini şövalye gibi hissetmeye başlamış... Giymiş zırhları, kuşanmış kılıcı, atlamış at'a; yanında da Sanço Panço... Haydaaa!.. başlamış değirmenlere saldırmaya, devler, cinler geliyor diye. Sonu malûm. Herbirini bir yere fırlatmış değirmenlerin pervaneleri. Sen de, Saidi Nursi'nin risalelerini okuya okuya, bir gün kendini ermiş; sonra da mehdi falan zannetmeye başlarsan, hiç şaşmam! -Kim bilir belki şimdi bile öyle zaannediyorsun kendini.- Bunun psikolojideki adı ise hezeyandır, hezeyan! Yazdıklarına gelince; hiç mi hiç edebî değeri olmayan saçmalıklar. Risalelerden okuduklarını âdeta bir papağan gibi tekrarlayıp duruyorsun fakat kendin yoksun ortada...İslâmî bir sorumluluk almak için mükellef bir kişiliğin olması gerek ortda. Ve en önenlisi bir şey daha söyleyeyim mi sana; karşı koyduğunu zannettiğin kişilerden daha çok zarar veriyorsun dine!'
He! Hakkaten de maksadım Karadenizliler kalın kafalı demekti.
Kesin...
Bu durumda en kalın kafalıları da benim :))))
Sayın Selçuk, karadenizlilerin kalın kafalı olduğunu anlatmaya çalışmış, ama tam değil.
Bu fıkrayı bidiğim kadarıyla analatayım efendim. Teşbihte hata olmaz,
Bir lazla, kürt ile iddiaya girmiş; Laz, kürde elindeki bir işaat çivisini göstermiş;
- Ben çiviyi üç kafa vuruşuyla, bu duvarın arkasına geçiririm. Kürt de:
- sen bunu üç vuruşta duvarın öteki tarafına geçir benden sana yüz lira.
Laz: Tamam. demiş ve çiviyi almış, çivinin geçirilmesi istenen duvara, çiviyi dayamış, başlamış, kafasıyla vurmaya. Çivi her vuruşta duvara girmiş, yalnız, üçüncü vuruşta, laz ne yapsa, çivi duvara girmemiş.Laz demiş ki:
-Ula Memo, bunda bir iş var. deyip, duvarın arkasına gitmiş, ne görsün, çivinin isabet ettiği yerde, başka bir laz, kafasını duvara yaslamış ve uyuyormuş...
Nazım hikmeti kutlarım ve sanırım, bu fıkradan, herkes nasibine düşeni almıştır.
Saygılar.
_
Nazım büyük şairdir ama bunu beyni yıkanmış bir iki cahille tartışmanın ne kadar boş olduğunu görelim arkadaşlar. Burası aptal dedikodu magazinlerini geçti inanın.
Şiirin yanısıra ,belki güzel bir iki yoruma rastlarım umuduyla,bir kaç aklı başında yorum hariç,saçmalıklarla dolu on sayfa okudum.
Zamanıma yazık ama...
Acaba ,yöneticilere rica etsek sayfanın adını; Hak Şahini ve onun son derece acemice yazılmış komedi dörtlükleri sayfası diye değiştirirler mi acaba?????
Denemekte fayda vardır sanırım..
zıpçıktı âşık!lar da buradaymış....( o kendini bilir)
nâzım'ın yeli bile savurur sizi....
şimdi masal gibi gelir çocuklara. o zaman çocuklardı masalın kahramanı. 1919 lar hiç bitmedi her seferinde tekrar tekrar önümüze geliyor. ama bir türlü akıllanmadık. düz ovalarda yan gelip ahkam kesiyoruz. ve son aynı sona ramak kalıyor. sıcak odalarda , yumuşak koltuklarda beyler laf söylüyor. eğilip bakmıyorlar anadoluda bu bu laflar ne yaralar açar. insanlar zar zor geçinirken birde sen ben kavgası sokmaya çalışıp ülkeyi çıkmaza soktuklarını farkedemiyorlar. her zaman karayılan çıkmaz, topal osman çetesi çıkmaz kelle koltukta. konuşurken tarta tarta konuşmak lazım. vatan, millet, değer yargılara zarar vercek her ifadeden kaçınmak lazım. küçücük menfaatlerin ülkede büyük onarılmaz yaralar açacağını bilmek, bilinçli her Türk vatandaşının görevi olmalıdır.bu günkü siyaset arenası hiç hoş ifadelere şahit olmuyor. düşmansa ha birbirlerini düştü düşecek diye fırsat kolluyor, yaşadığımız 1919 lar, Çanakkale, Antep,İzmir, Kars, Erzurum mücadeleleri bir ders olsun hepimize.aldığımız onca yolu didişe didişe yok etmeyelim.
ulviziya akılsızı, senin yüz sürdüğün nursilerdir hain..... salyalı zıbıdı...
Bu şiir ile ilgili 107 tane yorum bulunmakta