Yıl 1918-1919
Ve
Karayılan Hikâyesi
Ateşi ve ihaneti gördük
ve yanan gözlerimizle durduk
işte sana geliyorum
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek
Devamını Oku
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek
nazımlar,
bitmez,
tükenmez,
geliyor,
geliyor,
aydınlığa
güneşe doğru...
daima...daima...
'Yanıltan Işıklar' yine yanıltan sahte ışıklarınla millete gerçek aydın görüntüsü vermeye çalışırken, haddinden fazla komikleşmişsin!
Hak Şahini'nin dörtlüklerini acemice bulduğunu söylüyorsun ama kendi kaleminden daha güzellerini döktürüp ne hikmetse arzı endam ettiremiyorsun!
HALEP ORDAYSA, ARŞIN BURADA bayım! Zat-ı alilerinizden azami derecede istifade etmemizi aşırı tevazunuzla engellemeyin lütfen! Siz en güzellerini ve özellerini takdim edin, bizlerde örnek alıp acemiliklerimizi büyük ölçüde izale edelim!
'Yanıltan Işıklar' yine yanıltan sahte ışıklarınla millete gerçek aydın görüntüsü vermeye çalışırken, haddinden fazla komikleşmişsin!
Hak Şahini'nin dörtlüklerini acemice bulduğunu söylüyorsun ama kendi kaleminden daha güzellerini döktürüp ne hikmetse arzı endam ettiremiyorsun!
HALEP ORDAYSA, ARŞIN BURADA bayım! Zat-ı alilerinizden azami derecede istifade etmemizi aşırı tevazunuzla engellemeyin lütfen! Siz en güzellerini ve özellerini takdim edin, bizlerde örnek alıp acemiliklerimizi büyük ölçüde izale edelim!
Gaziantep Destanı
Bir alay askerle geldiler önce
Sonra bir tümen
Ve bin beş yüz gönüllüydüler
Sarhoşuydular zaferin
Şendiler gönlü şen yüzü şen Gülşen’diler gülşen
Yakıp yıkıp yok etmeye and içmişlerdi Antep’i zapt etmeye
Antep şehriydi paylarına düşen aslandan
Ne de kolay olacaktı ya
Ne de kolay
Hükmetmek savunmasız bir şehre
Ah garibim ah ah cahilim ah
Hesabını yapamadın tutmadı mizanın
Antepli de yemin etmişti
Önce bir alay asker sonra bir tümen ve bin beş yüz gönüllüye
Dar edecekti şehri
Ölecekti
Belki şehit olacak aç kalacak
Ve hatta yanacaktı
Açtı Antep açtı
Yaralıydı yorgundu öfkeliydi
Köydü köylüydü
Yalnızdı üstelik
Özgürdü özgür kalacaktı Antep
Değmez miydi senin için ey özgürlük
Değmez miydi
İki bin dokuz yüz yirmi çete
Ve bir ramazan topu ile
Dayandı sekiz ay on gün yirmi bin kişilik orduya
Dayan Antep dayan
Dayan ha dayan
Geçit yoktu köleliğe
Olmazdı olmayacaktı aslan payı Antep’im
Kolay mıydı
Önce bir alay asker sonra bir tümen ve Bin beş yüz gönüllüydüler
Yaktılar yıktılar
Koymadılar taş üstünde taş
Baş üstünde baş
Vay anam vay vay ki vay
Altı bin üç yüz on yedi şehit
Vay dünya vay vay
Gizdir direnişin senin giz
Giz içinde gizdir
Ey özgürlük
Dokurcum değirmeninde on dört çocuk
Cephaneyi yetiştirmişlerdi Şahine
Bir de yiyecek
Yoktu silahları
Bilmezlerdi zaten kullanmayı
Sığınmışlardı o gece
Dokurcum değirmeninde
Ah yavrularım ah
Eski Hösüğün oğlu Hasan
Bostancı Ali’nin oğlu Ali
Bostancı Kamber’in oğlu
Ve diğerleri
Kırıldı kapılar sökerken şafak
Ve oldular acımasız süngülere hedef
Tam on dört çocuktular
On dört çocuk
Siperdeydi kadınlar
Kimi kazdı
Kimi aş yetiştirdi bir de su erine
Çellonun kızı Emine
Köşker Happası
Ve yirik Fatma
Ustalar barut yaptılar
Franszısın patlamayan mermilerinden
Duvar küfünden güherçile
Tüfekçi Yusuf
Teğmen Mustafa lohanlı
Tevfik usta
Sabun hanıydı
Oldu Antep’e fabrika
Yardımsız kaldılar
Aç kaldılar
Selamladılar hatta ölümü
Özgürlük uğruna
Çıkmadı hiçbir yerden ses
Sus pus oldu insanlık
Sus pus
Vay anam vay vay ki vay
Vay dünya vay
Altı üstü bir ramazan topuydu
Barutla doldurdu Antepli onu
Demir bir gülleydi üstelik topun ağzındaki
Balıklı cephesindeki topu sordular
Önce bir alay asker sonra bir tümen ve bin beş yüz gönüllü
Bu top mudur bizi talan eden bu top mudur mahveden
Ve alıp götürdüler sonrası savaşın
Müzesinde Anteplinin ramazan topu var şimdi Paris’in
Aralıktı aylardan soğuktu
Yanıyordu Antep kanıyordu üstelik
Altı bin üç yüz on yedi şehit
Nice babayiğitler gitti fidanlarımız eğildi dallarımız kurudu
Ve 25 Aralık 1920 Antep Özgürdü
Gerisin geriye döndüler memleketlerine
Önce bir alay asker sonra bir tümen ve bin beş yüz gönüllüydüler
Başları önlerine eğik omuzları düşük
Dayanamadılar bir avuç Antepliye
Vay anam vay vay ki vay
Vay dünya vay
Gül Antep gül
Eğilmedin asla güce olmadın esir
Yazdırdın destan
Destan üstüne destan
Destan okuduk altı kuşak
Bir altı kuşak daha ve ömür boyu okunacak bu destan
Ey özgürlük Gaziliktir sana yakışan unvan
Pınar Atay 23.11.2008 Gaziantep
Allahın,
ismini lekeleyen...
karga şahidi...
hangi donda,
gezdiğin belli değil...
.............................
ama,
yumuşaklar gibi...
bir dönmesin,
bir zilli,
o kesin belli...
....................
baştakiler gibi...
acı zerdali çekirdeği ki tamamen zehirdir.....Antepli o çekirdeğin unundan ekmek yaptı yedi ....
Nazımın da bahsettiği gibi Karayılan korkardı tavşandan.....
Memleket elden giderken tavaşandan korkanlar destan yazdılar....
Boş mermi kovanlarını doldurdular kovanların içine duvar küfünden güherçile yaptılar....
ve
ve
Gaziantep kendi külünden yeniden doğdu....
Teşekkürler usta...
Sana helal olsun, siteyi ayakta uyutuyorsun ya. Aslında sen akıllısın da(!) site aptal. Öyle düşünüyorsun değil mi? Ama gene de haklısın. Çünkü, kendini akıllı sanıp, seni ciddiye alan salaklar var bu sitede.:))))
Tebrikler sayınPıt pıt lacivert.
...NIN 'Öztürkü;
Fiziki görüntün yaşca olgun bir yaştasın gibi gösteriyor ama ruhen,ilmen ve isdidaten inkişaf etmediğini şu manasız, çocukların bile ağzına alamıyacakları basitlikteki cümlelerin ilan ediyor.
O,senin anlattığın masalları bir ilkokul 3. sınıflarda okuyup gülerdik!
Yahu sen nerelerde takılıp kaldın da, ilimden irfandan, ilmi ve islami gelişmelerden, manevi terakkilerden bu kadar mahrum kaldın?
Bediüzzaman Said Nursi, 20. asrın yetiştirdiği, anadolunun medar-ı iftiharı olan ve eserleri 45 yabancı dile çevrilen, dünyada her ilam ülkesinde toplam 15 000 000'dan ziyade talebesi olan bir müceddit ve müçtehiddir! O insanlara, aklen, mantıken, ilmen, fennen Rablerini ,dinlerini,kitaplarını, peygamberlerini ve imanın altı şartından inkara uğramış olanları, iki kere iki dört eder katiyetinde ipat eden ve insanlığın imanının kutulması için 28 sene hapishanelerde, göz hapislerinde, sügünlerde büyük mahrumiyetler içinde hayatını ideme eden ve bu arada dünyanın pek çok nimetinden mahrum bırakılan, 20 küsur kere çeşitli şekillerde zehirlenen, 87 yıllık hayatını milletin ve insanlığın imanının kutulmasına harcayan, bunun neticesinde değil dünya saadeti, ahiret saadetine bile talip olmayan,'GÖZÜMDE NE CENNET SEVDASI VAR NE CEHENNEM KORKUSU, YERYÜZÜNDE KUR'ANI CEMAATSİZ GÖRÜRSEM CENNETİ DE İSTEMEM ,İNSANLARIN İMANININ KURTULMASI İÇİN CEHENNEMİN ALEVLERİ İÇİNDE YANMAYA RAZIYIM. EĞER İNSANLARIN İMANININ KURTULDUĞUNU GÖRÜRSEM, CEHENNEMİN ALEVLERİ İÇİNDE YANMAYA RAZIYIM, ÇÜNKÜ VÜCUDUM YANARKEN GÖNLÜM GÜL GÜLİSTAN OLUR' diyebilecek kadar milletinin dünya,uhra selametini isteyen, bu uğurda her türlü feragat ve fedakarlıkları yapıp yapılması mümkün olanlara da talip olan, 'BANA BUNCA ZULÜMLERİ VE İŞKENCELERİ REVA GÖRENLERE İMANLARINI KURTARMAK ŞARTIYLA HAKKIMI HELAL EDİYORUM ' diyen ve 'KİMİN HİMMETİ MİLLETİ İSE O TEK BAŞINA KÜÇÜK BİR MİLLETTİR ' diyerek milletin maddi manevi menfaatlerine çalışmanın ehemmiyeetine parmak basan bu alim-i mübarekin sözlerine hezeyan demek, Ya hezeyan kelimesinin manasını bilmemektir ve yahut ta kendisinin dalalette kamp kurarak bizzat hezeyan içinde yüzmesidir!
Bu hususlarda konuşmak için bana hezeyan manası ifade eden sözlerinden bir tek örnek göstermeniz gerekir. Tabiiki kaynağı kendi kitapları olacak! Böyle bir şeyi belgeleyebilirseniz size cidden minnettar olurum!
Saygılar.
Nazımı
sevmek ölmekti...
bir zamanlar,
şimdi,
ATATÜRK' Ü sevmek gibi...
.....
kızıl deli...
Nazımı
sevmek ölmekti...
bir zamanlar,
şimdi,
ATATÜRK' Ü sevmek gibi...
.....
kızıl deli...
Bu şiir ile ilgili 107 tane yorum bulunmakta