Dönmüyor gecelerin kara hüsranları sabahlamıyor yorgun yıldızlarım
İçime yağmur gibi akıttığım vasıfsız cümleler sözlerim var
Değmiyorum düğüm, düğüm nefes alışlarım boğulur gibiyim
Kalmıyor kanattığım yaramda kabuklar tırmalar gibi damlıyor her dem
Bocalıyorum yine karartıları üzerime çektikçe
Bırakıyorum süzülen yıldızlara hayalleri birer, birer
Sallıyorum saçlarımı tel, tel kopup savursun kokumu rüzgârlara
Varmak değil varlıkta yokluk aramak boşalırcasına sağanak gibi, boran gibi
Periler görürdüm rüyalarımda ellerinde sihirli değnekler olan
Değdirmesini istedikçe üzerimdeki sihirleri çeker benden
Ağlamaklı uyandığım rüyaları şikâyet ediyorum şimdi kararan gecelere
Bağlıyorum güzellikleri yama, yama yeşeren her fidan çimen çiçek ağaçlarına…
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim