Karasız karınca ve arkadaşları, yine harıl harıl çalışıyorlardı.
Kararsız karınca henüz çok gençti. Buna rağmen kendi ağırlığının iki katı yük taşıyordu.
Yük taşımak onun için sorun değildi: Çünkü o da bütün karıncalar gibi çalışkandı.
Onun tek sorunu kararsız olmasıydı. Arkadaşları da bu nedenle ona kararsız karınca derlerdi.
Bizimki, o gün yine kararsızlığı yüzünden en sona kalmıştı. Şu tohumumu alsam, bunu mu alsam derken yine sıranın en sonunda gidiyordu. Sağa sola bakıp oyalanınca arkadaşlarına yetişmekte güçlük çekiyordu.
Aslında o koca buğday tanesini görünceye kadar her şey yolunda sayılırdı. Ağzında götürdüğü basit bir yonca tohumu, hemen yan tarafında, az uzağında kocaman! İştah kabartan bir buğday tanesi!
Gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde,
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar agarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin agaran daglari nerde!
Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
Devamını Oku
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar agarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin agaran daglari nerde!
Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,