Tırnaklarımla dudaklarım arasındaki eflatundan koyulaşan mor renginin ahengini, hangi ressam tablosunda sergileyebildi; hangi sözle anlatabildi bu rengin gizemini Sonra bedenimi ligime ligime eden zamanın aynalarla olan anlaşmasını izledim sessizce, tüm kanımım boşalıp ta tekrar yerine konuluşunu, ruhumun bedenime gelip gitmesini
Zifiri karanlıkta yüzümde gördüğüm iki mor halka, bir çingenenin koluna taktığı bilezik, iri iki küpe, ışığın içinde oynaşan toz zerreciklerinin yansıttıkları renklerle boyadım eski resmini, her şey bir simidin susam taneleri gibiydi başta, giden umurumda olmadı ama kalanlar yetti. Birleştirdim her birinin gözlerinin rengini şarap kadehinden yapılmış kırık paletimde, karanlığı çizdim uçsuz bucaksız aydınlığa. Ama hiçbirinin gözleri siyah değildi. Soydum yalnızlığı çırılçıplak geçirdim karşıma, utandı bakamadı gözlerime.
Yapamadım resmini. Sardım şefkatle örttüm üzerini. Uyuduk tek kişilik iskemlemde. Bir cümle beynimde yankılanıyor aklıma sen geldiğinde “şarabı ağzından içmek istiyorum” çünkü bu aşktan da üstün...
Kayıt Tarihi : 13.9.2005 05:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!